Kayıtlar

2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

2014’ün Özçekimi

2014 yılının bize armağan ettiği yenilikler içinde en çok tutulanlardan biri kendi kendinin fotoğrafını çekmek anlamına gelen “selfie” oldu. Türk Dil Kurumu tarafından dilimize “özçekim” olarak kazandırılan bu akım, ilk günkü ilgisini koruyamasa da, zihinlerimizde hoş bir seda olarak yerini alacağa benziyor. Gelin, 2015’in ilk günlerinde, biz de modaya uyalım ve bir özçekim yapalım. Ancak kendi suretimizi veya dostlarımızla geçirdiğimiz mutlu bir anı değil, bitirdiğimiz yılın bir özçekimini yapalım. Ne dersiniz? Deklanşöre basalım mı? Neredeyiz? Neredeyiz? Hangi zamanın ve mekânın içindeyiz? Fırsat olsa, durduğumuz yerden göğe yükselsek. Önce yerküreyi geride bıraksak. Sonra parçası olduğumuz galaksiyi… Daha sonra evrenin derinliklerine ışık hızıyla gitmeye devam etsek. Belki o zaman bulunduğumuz yer konusunda kesin bir fikrimiz olabilirdi. Günün birinde, bunu yapmak için bir şansımız olur mu? Dilerim olur ve bu merakımızı da gideririz. O güne kadar yerimiz konusunda b

Değişim Rüzgârı ve Sürdürülebilir Başarının Sırları

Değişim Rüzgârının Devirdiği Bir Dev: Kodak Gençliğimde, Kodak firması dünyada bilinen en başarılı firmalar arasında yer alıyordu. Bu firma ürettiği ürünlerle dünyada, kendi alanında en iyisiydi. Dünya dönmeye, zaman akmaya devam etti ve değişimin getirdiği yenilikler, Kodak için bu parlak günlerin geride kalmasına neden oldu. Dijital fotoğrafçılık ve akıllı telefonlar, fotoğrafçılık alanında neredeyse bir devrim yaşanmasına neden oldu ve Kodak firmasının sahip olduğu başarı grafiği geriledi. Kodak, değişim rüzgârına karşı duramayan bir dünya devi olarak tarihteki yerini aldı.   Yakın bir dönemde, cep telefonu alanında yaşanan bir rekabet, başarı grafiğindeki gerileme konusunda ele alınmayı hak ediyor. Hatırlanacağı gibi Ericsson ve Motorolla firmaları, ülkemizde ürünlerini kullanıma sunan ilk cep telefonu üreticileriydi. Daha sonra, Nokia firması, ürünlerinin taşıdığı yeni özelliklerle bu firmaları geride bıraktı. Bu rekabet, dünya devi Sony ile Ericsson’un bu alanda işbirli

Öğretmeler Günü Kutlu Olsun

Bugün öğretmenler günü.      Özverili emekleriyle yaşamlarımızda derin izler bırakan öğretmenlerimizi hatırladığımız; hayatta olanları şükranlarımızla aradığımız, ellerini öptüğümüz; aramızdan ayrılanları güzel anılarla ve minnettarlıkla andığımız gün.   İlkokul yaşamımla başlayıp üniversite yaşamımla devam eden eğitim yaşamımda birbirinden değerli öğretmenlerimden çok şey öğrendim. Öğrendiklerim sadece kitabı bilgilerle sınırlı kalmadı. Öğretmenlerimden özel ve profesyonel yaşamımda benim için altın niteliğinde olan birçok öğüt öğrendim. Bu öğretmenlerim olduğu için kendimi şanslı hissediyorum.   Ailemden aldıklarımla birlikte öğretmenlerimden öğrendiklerim benim bugünlere gelmemde etkili oldu.   Bunun için bütün öğretmenlerime şükranlarımı sunuyorum. Yaşam dediğimiz bir öğrenme sürecidir. İlk nefesimizi aldığımız günden, son nefesimizi verdiğimiz güne kadar farklı kişilerden birçok şey öğreniyoruz.    Sadece okulda öğrenmiyoruz. Yaşamımızın her alanında, istememiz h

Bugün Benim Doğum Günüm

Bugün benim doğum günüm. Hayatımı düşünüyorum. Geçmişi; yaşadığım günleri; zorlukları, başarılarımı, içimde uhde kalanları, hatalarımı, sevaplarımı… Yaşamım bir film şeridi gibi gözümün önünden geçerken geleceğe daha umutlu, daha güvenli girebilmek için hayatımın muhasebesini yapıyorum. Ne çok kalem var bu muhasebede… Yaşam ne çok şey sunuyor bize. Bir ömrün, ölüm hariç sunduğu deneyimlerin sınırı var mıdır? Ömür dediğin iki nehir… Biri zorluklar, mücadele; diğeri güzellikler, sevinçler; iyi ki yaşadık denilen anlar, umutlar, heyecanlar; yorucu zamanlar… Evet, yaşam da tıpkı zaman gibi... Gece ve gündüz; karanlık ve aydınlık… Evet, bugün benim doğum günüm. Daha birkaç gün önce fotoğraf albümlerini karıştırırken, hayatıma giren dostlarımın, arkadaşlarımın, aile bireylerimin ve ufak kırgınlıklar yaşadığım kişilerin resimlerine baktım. Yaşamımda, diğer insanların ne kadar önemli olduğunu bugün bir kere daha düşünüyorum. Rahmetli anne, baba ve ilkokul öğretmenim; can arka

Yeni Kamu Yönetimi Yaklaşımında İç Denetimin Stratejik Rolü

29 Eylül 2014 tarihinde, “Kamu İdarelerinde Daha Etkili Bir Yönetim İçin Nasıl Bir İç Denetim?” isimli bir konferans yapıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Sekreterliği’nin ev sahipliğinde, Türkiye İç Denetim Enstitüsü (TİDE) ve Kamu İç Denetçileri Derneği (KİDDER) işbirliği ve İç Denetim Koordinasyon Kurulu (İDKK)’nun desteğiyle düzenlenen konferans, TİDE’nin kamu konferansları serisi kapsamında yapıldı.   TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in de katıldığı konferansta, daha etkili bir kamu yönetimi için iç denetimin işlevi kamu ve özel sektörde iç denetim faaliyetlerini yürüten yöneticiler, uzmanlar ve konuyla ilgili akademisyenlerin katıldığı geniş ve seçkin bir katılımcı grubunun huzurunda tartışıldı.   Bir vatandaş olarak, kurumsal yönetimin sigortası olarak gördüğüm iç denetimin bu kadar ilgi görmesinden büyük bir gurur duyarken, Kurucu ve Onursal Başkanı olduğum TİDE’yi ve kurumsal ortaklarını bu etkinlikten dolayı kutluyorum. Çağdaş yönetimin bir işlevi olarak görülen i

İletişim Çağının Kırılgan Sermayesi: İtibar

Bir firma, sahip olduğu maddi kaynaklar yanında maddi olmayan kaynaklarla da ölçülmektedir. Bu ikisi birlikte, bir firmanın değerini belirlemektedir. Maddi kaynaklar sermaye, sahip olunan araç ve gereçler gibi parasal olarak ifade edilebilen değerlerden; maddi olmayan kaynaklar ise beşeri sermaye, kurum kültürü gibi varlıklardan oluşmaktadır. İtibar, maddi olmayan varlıklar arasında gösterilse de aslında maddi ve manevi kaynakların bütününün genel bir göstergesidir. İletişim çağında yaşadığımızı, sosyal medyanın önemini her fırsatta, haklı olarak vurguluyoruz. İletişim, daha önce olmadığı kadar kolaylaşırken, iletişim hızı da insanoğlunun daha önce şahitlik etmediği bir katsayıda hızlandı. İletişimdeki bu hıza, sosyal medya kanalları gibi, birçok kişiye açık paylaşım platformları da eklenince, haberdar olma, öğrenme son derece kolaylaştı. Osmanlı döneminde, seyyahlar kıraathanelerde gezdikleri, gördükleri yerleri aylar belki de yıllar sonra anlatırdı. Çeyrek asır öncesine kadar A

Sherlock Holmes Bir İç Denetçi midir?

  Sherlock Holmes bilinen dedektiflerin en ünlüsüdür. Britanyalı Arthur Conan Doyle tarafından yaratılan bu hayali karakter, olayları gözlem yoluyla çözmesi ve tümdengelim yöntemini çok iyi kullanması ile ünlüdür. Bulduğu ipuçlarını çok iyi kullanır ve bir sigara izmaritinden bile en karmaşık olayları çözebilir. İşi dışında hiçbir özel habere ilgi duymayan bu edebiyat kahramanı, sırf işinde gerekli olacağı düşüncesiyle sosyete haberlerini takip eder. İnsanları, sadece çözeceği olaylarda denklemin bir parçası olarak görüp amacına ulaşmak için kurnaz bir karaktere de bürünerek onları kullanabilir . Sherlock Holmes çalışmaya başlamak için ortaya bir sorun çıkmasını bekler. Misyonu sorunları çözmektir, ortaya bir sorun çıkmalı ki kendine bir görev düşsün. Görevi bir adli olayın bitmiş olmasını gerektirir. Çalışmalarını da bu olay sonrası ortamda yapar. Yalnız başına çalışır, bir ekibin üyesi değildir. Diğer insanlara, onları sadece olayları çözmekte kullanmak için ihtiyaç duyar. Ö