İÇ DENETİMDE KUŞAKLARARASI BİLGİ AKTARIMININ ÖNEMİ
2014’ün muhasebesinden sonra, 2015 yılı tahminleri
yapılmaya başlandı. İş dünyası, yaşanan gelişmeleri de hesaba katarak 2015
yılının nasıl geçeceğini tahmin etmeye çalışıyor, bu konuda yapılan öngörüleri
dikkatle takip ediyor. Ben de mesleğimle ilgili küresel eğilimleri izliyor,
2015 yılının mesleğimi nasıl etkileyeceğini anlamaya çalışıyorum. Geleceği
doğru okuyabilmek, değişimi anlamak için sürekli izlediğim mesleki yayınlardan
biri olan Internal Auditor Dergisi’nin Aralık 2014 sayısında, iç denetimin 2015
öngörüleri yer alıyor. İç denetim mesleğinin küresel organizasyonu olan
The Institute of Internal Auditors (IIA)’ın süreli yayını olan
Internal Auditor’da yer bulan bu öngörüler küresel bir eğilimi ifade ediyor. Bu
nedenle, bu sayının iç denetim profesyonelleri tarafından dikkate alınması
gerektiğini düşünüyorum.
Bu yazılar iç denetçilerin, mesleklerini icra ederken kurumlara
değer katması için sahip olması gereken yetkinlikler hakkında da bilgiler
veriyor. Bu sayı incelendiğinde, 2015 yılında iç denetçileri şu gelişmelerin
beklediğini ifade edebiliriz:
İç denetim çalışmaları sonrasında üretilen çıktılar ile
paydaş beklentileri farklılık gösteriyor. Bu durum, iç denetçilerin kurumda
karşılaşacakları en temel sorunların başında yer alıyor. İç denetçilerin, bu
farklılığı ortadan kaldırarak paydaş beklentilerini karşılamaya çalışması
gerekiyor. Bu farklılığın ortadan kaldırılması, iç denetimin yaratacağı
değerin, iç denetim paydaşları tarafından anlaşılması ve paydaşların iç
denetimin stratejik rolüne destek olması için önemli bir etken olacaktır.
Bilgi teknolojileri, iş yapma şekilleri gibi iş
dünyasında meydana gelecek değişiklikler, iç denetçilerin de yetkinliklerini
etkileyecektir. 2015 yılında, iç denetçilerin analitik ve eleştirel düşünce,
bilgi teknolojileri, veri analitiği, risk yönetimi ve iletişim yetkinliklerini
arttırmaları bekleniyor. Bunlar, iç denetçilerin çalışmaları sırasında ihtiyaç
duyacağı yetkinliklerdir.
Kurum içinde, iç denetçilerin daha çok odaklanmaları
gereken alanlar ise siber güvenlik ve analitik veri analizi olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Son yıllarda yaşanan genel eğilime paralel olarak, iç
denetçilerin, çalıştıkları endüstrilerde bilgi sahibi ve denetledikleri alanlarda
da söz sahibi olmaları bekleniyor.
İç denetim yöneticilerinin, iç denetimin katma değerinin
kurumdaki paydaşlara gösterilmesi için bu öngörüler çerçevesinde faaliyetlerini
geliştirmesi yararlı olacaktır. Bu kapsamda bir ihtiyaç analizi yapılması, bu
analiz sonunda ortaya çıkan gelişim alanlarında politikalar üretilmesi faydalı
olacaktır. Bu yönde yapılacak çalışmalar, iç denetçilerin çalışmaları sırasında
yarattığı katma değer ile paydaş beklentilerin arasındaki farkı da ortadan
kaldırabilecektir.
Yapılan bu öngörüler ve bunlar doğrultusunda iç denetim
profesyonellerinin gerekli eğitimlerden geçmesi, hiç şüphesiz iç denetimin
kurumlardaki konumu için çok önemlidir. Bu, aynı zamanda, değişim çağında
güncel olmak için de bir gerekliliktir. İç denetim profesyonellerinin bu eğilimleri
yakından takip etmesi aynı zamanda mesleki gelişimleri için de bir gerekliliktir.
Deneyimin
Önemi
Peki bir iç denetçi için, bu eğilimleri takip etmek
yeterli olacak mıdır?
Yeni mezun olan bir üniversite öğrencisini düşünelim. Bu
üniversite öğrencisinin, bu eğilimler doğrultusunda gerekli yetkinliklere sahip
olmak için iyi bir mesleki eğitimden geçtiğini, bu eğitim sonunda işi
yapabilecek bilgi birikimine sahip olduğunu varsayalım. Bu genç, aldığı bu
eğitimlerden sonra bir kurumda iç denetçi olarak çalışmaya başlasa, başarılı
olup iç denetimin katma değerini kurumda gösterebilecek midir?
Bu sorunun cevabı, sadece iç denetimle ilgili değil,
birçok meslekte, yaşamın birçok alanında hatta medeniyetin gelişimi için de
belirleyicidir.
Adına ister deneyim diyelim, ister tecrübe ister geçmişin
birikiminin ifade eden başka bir kavram, sahip olduğumuz uygarlık seviyesi
geçmişin birikimiyle şekillenmiştir. Kurulan şehirler, kullandığımız araç ve
gereçler gibi maddi varlıkların; sosyal kurallar, etik ilkeler ve davranış
kuralları gibi manevi değerlerin günümüze ulaşması, bunların kuşaktan kuşağa
aktarılması sayesindedir.
Bu kuşaklararası iletim, bazen hukuk gibi yazılı, bazen etik
kurallar gibi farkına varılmadan, bazen de bir ustanın iş deneyimi gibi özel
bir paylaşım biçimi ile sağlanmaktadır.
Genç kuşakların geçmişin tecrübelerinden yararlanması,
aynı zamanda bir sinerjiyi de ifade ediyor. Bu sinerjinin bir gücü gençliğin
enerjisi ve zindeliği, diğer gücü de tecrübenin verdiği bilgeliktir.
Profesyonel
Yaşamda Birikimin Paylaşımı
Bilgi sahibi olmak, gerekli yetkinlikleri taşımak bir
mesleğin icrası için hiç şüphesiz çok önemlidir. Ancak yaşamın birçok alanında
olduğu gibi, iş dünyasında da geçmişin deneyimlerden yararlanmak en az sahip
olunan yetkinlikler kadar elzemdir. Bugün genç profesyonellerin kariyerlerinde
karşılarına çıkan en önemli zorluklardan biri deneyim eksikliği olarak ifade
edilmektedir. Staj programları, ilk iş tecrübeleri bu bilgi birikiminin
edinildiği alanlar olması itibariyle önem kazanmaktadır.
Bazı mesleklerde belirli bir birikime sahip olmak daha da
önemlidir. Aşçıların çoğu hangi malzemelerin nasıl kullanılması, hangi yemeğin
hangi yemekle birlikte sunulması gerektiğini bilir. Ancak bütün aşçılar benzer
bilgiye sahip olsa da yemeklerine aynı lezzeti veremezler. Yemeklere tadı veren
aşçının parmak izi de diyebileceğimiz deneyim, zaman içinde uygulayarak
öğrendiği özel bir tılsımdır.
Yaşadığımız topraklar, gençlerin, ustaların
deneyimlerinden yararlanması konusunda güzel uygulama örneklerine sahiptir.
Bunlardan biri Ahilik sistemidir. Ahilik sayesinde, usta, gençleri hem iş hem
de ahlak olarak terbiye eder, onların iyi bir usta ve iyi bir insan olmalarını
el verir. Bu sistemde ustanın yaptığı, deyim yerindeyse ömrünü vererek
öğrendiği tılsımı teslim edecek birini yetiştirmek, bu kişi yetiştikten sonra
da tılsımı ona öğretmektir.
Deneyim
ve İç Denetim
Bu tılsıma ihtiyaç duyan mesleklerden biri de iç
denetimdir. İç denetim, birçok bilgi ve yetkinliği bir arada bulundurarak
yapılması gereken bir meslektir. Bu yetkinliklerden biri de kuşaklararası bir
iletimi gerektiren deneyimdir. İç denetimin disiplinler arası bir meslek
olması, kurumlarda birçok sürecin değerlendiriliyor olması, bu değerlendirme
sırasında iç denetçilerin çok hassas ilişki kurması, bu ilişkilerin yönetilmesinin
en az işin kendisi gibi önemli olması gibi gerçekler, zaman içinde öğrenilmesi
gereken özel bir deneyim gerektirmektedir.
Genç meslektaşların kıdemli meslek mensuplarının deneyiminden
yararlanabilmesi, kıdemli meslek mensuplarının da deneyimlerini genç
meslektaşlarla paylaşması bu deneyim aktarımı için önemli olacaktır.
Bu nedenle, çalışma yaşamında, usta-çırak ilişkisinin
devam edeceği bir ortam yaratılması kıdemli meslek mensuplarının; bunları
edinecekleri bir iletişim yolunun inşa edilmesi de genç meslek mensuplarının
görevi olmalıdır.
Kısaca usta-çırak ilişkisi dediğimiz bu iletişim, bir
rehberlik ilişkisidir ve değişimin hızlı yaşandığı günümüzde daha da önemli bir
hale gelmiştir. Çünkü değişimin hızı, yaşanan gelişmelerin takibini
zorlaştırırken, geçmişin bilgi birikiminin kazanılmasını da zorunlu kılar, buna
ayrılacak zamanı kısıtlar.
Deloitte tarafından bu sene dördüncüsü yapılan ”Deloitte
Y Kuşağı Araştırması 2015”, Y kuşağı için deneyimin önemli olduğunu gösteren
sonuçlar içeriyor. Araştırmaya göre Y Kuşağı tarafından en çok tercih edilen sektörler
teknoloji, medya ve telekomünikasyondur. Yine bu çalışmaya göre, her iki Y
kuşağının biri lider olmak istiyor. Y
kuşağının gerek tercih ettiği sektörler, gerek lider olmak istemesi, sahip
olunan bilgi ve enerjiyle birlikte deneyime de ihtiyaç olduğunu gösteriyor.
Bir
Kuşaklararası Aktarım Nesnesi Olarak Değerler
Kuşaklararasında aktarılması toplumsal olarak son derece
önemli olan öğelerden biri toplumları ve kurumları ayakta tutan
değerlerdir. Bütün toplumları ve hatta
kurumları ayakta tutan özel değerler vardır. Bunlar, o yapının belirleyici
niteliğidir. Belirleyici olan bu değerlerin bir kısmı yazılı hale getirilerek
kuşaktan kuşağa aktarılırken, bazılarının aktarımı yazılı olmayan bir iletişim
yöntemi ile olabilmektedir. İç denetim de niteliği gereği bu değerlerin paylaşımına
ihtiyaç duyar. Bu nedenle, bir meslek mensubu olarak iç denetim
profesyonellerinin bu aktarıma ayrı bir önem vermesi gerektiğini düşünüyorum.
Sonuç
Değişimin hızı, bizleri güncel olmak, meslekte söz sahibi
olmak için küresel eğilimleri yakından takip etmeye zorluyor. Bir meslek insanı
olarak, başarılı olmak için bu trendleri yakından takip etmeli, bu gelişmelere
göre kendimizi yenileyebilmeliyiz. Gelişmeleri takip etmek, bizlere yeni bilgiler
ve yetkinlikler kazandıracaktır. Bu kazanımların toplumsal ve meslek
yaşantımızda somutlaşması için, bunların deyim yerindeyse sağlam bir temele
oturtulması önemli olacaktır. Bu temel, sahip olduğumuz tecrübe ve
birikimimizdir.
Diğer bir ifade ile gelişmeleri takip etmek kadar önemli
olan bir diğer husus da geçmişin bilgi ve deneyiminden yararlanmaya çalışmak
olmalıdır. Güncel bilgiler ile deneyimlerin birlikte kullanılması başarıyı
getirebilecek bir denge unsurudur. Başarı için gerekli olan bu dengenin bir
önemi de aynı zamanda yaratılan bilgi ve tecrübelerin sonraki kuşaklara
aktarılması görevdir. Bu, bütün kuşakların, kendilerinden sonraki kuşağa karşı
bir görevidir. Bu nedenle, önce iyi bir ustanın çırağı, daha sonra da iyi bir
usta olmaya çalışıp, kuşaklararası bilgi
birikiminin aktarılmasına destek verilmesi önemli olacaktır.
Uzun lafın kısası; Çıraklığını bilmediğiniz işin ustası
olamazsınız. Ustası olduğunuz işin kuşaktan kuşağa devamı için el vermelisiniz.
Ali
Kamil UZUN, CPA, CFE, MA, CRMA, CAC
Türkiye
İç Denetim Enstitüsü Kurucu Başkanı
Yorumlar
Görüş / düşünce / yaklaşım ve deneyim
konusunda ki, birikiminiz , günümüzde özellikle genç ya da orta yaşlı bireyler tarafından bence de dikkatle okunmalıdır.
KEŞKE Gençler,belirli yaşa gelmiş, başarılı ve güzel işler yapmış insanları "Günümüzde bu konularda farklı..." ya da " 21.yüzyılda artık insanlar farklı yaklaşıyor ..." diye dışlamak yerine o birikimden bir kelime de olsa kopyalasalardı.Birikimden yararlanmak önemli bir özelliktir bence.Hemen hepimiz buna benzer olaylar yaşamışızdır.Biz ustaysak,bizim çıraklarımıza değil,onların ustalarına gelmenin yollarını aramalıdırlar Konuya ilişkin yaşanmış çok önemli bir örnek.1970 yıllarda Milliyet /İst. yazı işlerinde çalışırken öğrenci bursları ile ilgili bir haberde ciddi bir RAKAMSAL hata yapmıştım. Abdi iPEEKÇİ bey de o hatanın üzerine kurulu bir makale yazmıştı.Affedilemeyecek bu hatanın ertesi günü Sayın İpekçi beni odasına çağırdı ve aynen şunları söyledi;"İYİ NİYETİNİ BİLİYORUM.ANCAK BUYÜK BİR HATA YAPTIK. HÜKÜMET SÖZCÜSÜ DE BU KONUDA AÇIKLAMA YAPTI. ONA RAĞMEN BU İŞİ UNUTALIM.SENDEN İSTEĞİM ŞU; BABANA / ANNENE YA DA SEVGİLİNE DAHİ BİR MEKTUP YAZDIĞIN ZAMAN İMZANI ATMADAN YAZIYI KOY KENARA SOLUKLAN, MEKTUBUNU TEKRAR BAŞTAN SONA OKU.SONRA İMZALA..."Rahmetli Abdi beyin bu sözünü ben yıllardır sektirmeden uyguladım.Çevremde ki meslektaşlarıma, yakınlarıma , çocuklarıma belki binlerce kişiye anlattım. Yararlandım diyen teşekkür eden çok oldu. Hep andık
Sayın İpekçiyi.Ancak bir kişi var kı işte
belki bu yazıya başlık da olur kapak da.O arkadaşımız oturmuş 2 mektup yazmış.Biri eşine diğeri sevgilisine . Zarflamış mektupları yapıştırmadan aklına Abdi İpekçinin bana söyledikleri gelmiş . Bir de ne görsün ,Mektuplar yanlış zarflara konmuş... İşte bir deneyim, deneyimin paylaşılması ve sonuçları...
Bu vesile ile Sayın Abdi İpekçiyi de saygı ile anıyor,bu yazımı okuyan tüm ÇIRAK /KALFALARIN dikkatle almalarını öneriyorum