Geleceği hisset, Kendini farket, Harekete geç…

 
Ülkemizin ve meslek ailemizin geleceği olan üniversite öğrencisi gençlerimizin geleceğe daha donanımlı olarak hazırlanmalarını sağlamak, küresel alanda rekabet edebilecek yetkinlikte yetişmelerine katkıda bulunmak amacıyla, Türkiye İç Denetim Enstitüsü olarak, GELECEK ZİRVE’si düzenliyoruz. İlki Çanakkale’de yapılan ZİRVE’mizin ikincisini Sakarya’da gerçekleştirdik.  
 
Türkiye İç Denetim Enstitüsü Gelecek Okulu’nun bir etkinliği olarak tasarlanan GELECEK ZİRVESİ’ni iki yılda bir düzenleyeceğimiz zamanın belirlenmesinde; bahar mevsimi, mekanın seçilmesinde ise; Kurtuluş Savaşı destanımız, ilham kaynağımız oluyor.
Bizleri ortak bir gelecek etrafında birleştirecek olan güç, Kurtuluş Savaşı destanımızın ruhunu oluşturan değerlerimizde saklı. Bizler geçmişimizi doğru okuyup, anlar ve öğrenirsek ancak o zaman geleceğe değerlerimizi taşıyabilir ancak o zaman birlikte geleceğimizi inşa etmekten ve yaratmaktan bahsedebiliriz. Geleceğimizi kuracak gençlere önderlik etmek, bizlerin hem geçmişimize hem de geleceğimize bir vefa borcu. Enstitü olarak bu vefa borcumuzu, düzenlediğimiz etkinliklerle gençlere el vererek ve ortak tarihimizin yarattığı değerleri gelecek kuşaklara aktararak ödemeyi bir görev bildik. Düzenlediğimiz Gelecek Zirve’si etkinliği de bu ortak düşüncenin sonucu olarak ortaya çıktı. İki yılda bir düzenlediğimiz etkinliğimize katılan gençleri gördükçe bizlerin geleceğe olan inancı katlanarak artıyor. Düzenlediğimiz Zirve ile gençlerimize yeni ufuklar açılmasında bir nebze de olsa katkıda bulunabiliyorsak ne mutlu bizlere…
“Nereden geldiğimizi bilemezsek nereye gideceğimizi bilemeyiz”
Kurtuluş Savaşı destanımızın son savunma savaşı olarak bilinen Sakarya Meydan Muharebesi; vatanını savunmak için bir milletin “Hatt-ı müdafaa yoktur. Sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça düşmana bırakılamaz” inancı ile harekete geçtiği, kendisi için var olmayan geleceği, bizler için var etmenin, neslinin geleceği için kendini feda etmenin, Anadolu’da var olmanın destanıdır.
Sakarya Zaferi’nde ifade bulan atalarımızın canları pahasına fedakarlık göstererek imkansızı başarma ruhu, GELECEK ZİRVESİ 2017 etkinliğimizin, “Geleceği hisset, Kendini fark et, Harekete geç…” teması için ilham kaynağımız oldu.
Sakarya Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleşen ve tam gün süren Zirve’de değerli konuşmacılar bizlerle birlikte oldu. Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Azmi Özcan konuşmasına, geleneğimizde tarih olarak kavramsallaştırılan değerler bütününü bilgi olarak adlandırdığını ve Kutadgu Bilig’deki, Bilig’in anlamının bilgi olduğunu açıklayarak başladı. Özcan konuşmasında, “Eğer nereden geldiğimizi bilemezsek, gittiğimiz yeri ve onun da kıymetini bilemeyiz. Geleceğinizi tasarlarken hayatlarınızın merkezine mutlaka bilgiyi yerleştirin. Hayatlarına bilgiyi yerleştirmeyen toplumlar başarılı olamıyorlar. Kutadgu Blig’den bugünlere intikal eden öğütte, ‘Her ne iş yaparsan yap, mutlaka ama mutlaka sonunu düşünerek başla‘ diyor. İnsanlık adına sorumluluğunuz varsa, ilmi ve bilgiyi merkeze alarak, sorumluluklarınızı yerine getirmelisiniz” dedi.
Daha sonra söz alan Tüm Fütüristler Derneği Başkanı Eray Yüksek, ‘Geleceği Hissetmek’ başlıklı sunumunda, her şeyin değiştiğini ancak değişmeyen tek gerçeğin insan olduğunu, onun da artık değişmeye başladığını söyleyerek başladı. Yüksek, tıp dünyasında genetik tedaviler, kök hücreler, doku yenilemeler gibi çarpıcı gelişmelerin yaşandığını ve insan ömrünün çok daha uzayacağından bahsetti. Bu kadar uzun süren bir yaşamda neyi, neden amaçlanmasının önemli olduğunu vurgulayan Yüksek, herkesin bir süper gücü ve o gücü fark etmenin önemli olduğunu dile getirdi.
Siemens A.Ş.’den Çağlar Özer, ‘Endüstri 4.0’ başlıklı konuşmasına, Endüstri 4.0’ı tek kelimeyle ifade edilmesi gerekirse, dijital dönüşüm ya da sanayinin dijitalleşmesi ifadesi verileceğini ve Siemens olarak da kendilerinin buna dijial akım adını verdikleri söyleyerek başladı. Çağlar sunumunda sanayi devrimlerini kısaca anlatırken daha sonra Endüstri 4.0 ile hayatlarımızda nelerin değişeceği üzerine bilgiler paylaştı. Ülkemizin konuyla ilgili geldiği nokta hakkında da kısa bir portre çizdi.
Gazeteci, Televizyoncu, Ekonomi Yorumcusu Emin Çapa, Yeni Bir Dünya başlığı altında verdiği sunumuna, James Dewar’ın, “Beyin paraşüt gibidir sadece açık olduğunda çalışır” sözüyle başladı. Çapa, yeni bir dünyanın başladığını ve yeni dünyayı anlamak içinse özellikle gençlerin aklını kelepçelerden kurtarması gerektiğini söyledi. Gençlerin yüzünü geleceğe dönmesinin önemli olduğunu vurgulayan Çapa, yeni bir çağın başladığını başlayan bu yeni çağda mevcut işlerin otomize olacağından söz etti. Yeni çağa ayak uydurmanın ve önüne geçmenin yolunun da eğitimden geçtiğini, keyifli bir sunumla ve çarpıcı örneklerle gençlere aktardı.
Tam gün süren Zirve’de, TİDE Danışma Kurulu ve MÖDAV Mütevelli Heyeti Üyesi Prof. Dr. Ömer Lalik’in moderatörlüğünü yaptığı, “Geleceği Hisset, Kendini Fark Et, Harekete Geç” başlıklı bir panel düzenlendi. Panel katılımcısı Anadolu Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Melih Erdoğan, “Kariyer Mimarisinde Çok Yönlü Olma” başlıklı sunumunda, kariyer gereğinden ve öneminden bahsederken, birkaç alanda uzmanlaşmanın önemli olduğunu söyledi. Erdoğan, çok yönlü olmanın önemini, sanatçı ve mimar olan Santiago Calatrava, Zaha Hadid ve Frank Gehry eserlerinden ve hayatlarından örnekler vererek açıkladı.
Panelde, Yönetim Danışmanı, Eğitmen, Kurum ve Yönetici Koçu Nuray Tamer, ‘Potansiyeli Keşfetmek İçin Kendini Fark Et’ başlıklı sunum gerçekleştirdi. Tamer konuşmasına, kendini fark etmenin kör noktalarımıza ışık tutmak olduğunu ve bunun da gelişim ve değişimin en önemli anahtarı olduğunu söyleyerek başladı. Tamer, hedeflere ulaşmak için herkesin içindeki potansiyeli keşfetmesinin önemli olduğunu vurgularken, bahanelerden ve mağduriyetlerden vazgeçildiğinde, cesur olunacağını ve cesaretli kararlar alınabileceğini ifade etti.
Panelin son konuşmacısı Deloitte Ortağı, Turmepa Gönüllüsü, Rüzgar, Yelken ve Adrenalin Bağımlısı Ali Çiçekli oldu. Çiçekli, ‘Yüreğini Koyan Kazanır’ başlıklı sunumunda, kendi hikayesinden örnek verdi. İspanya Kanarya Adalarından, 3100 deniz mili yaparak, Karayipler’e yelkenlisiyle geçme hikayesini gençlerle paylaşan Çiçekli bu seyahati, 1978 model, 14 metre tekneyle ve hiç tanımadığı dört İspanyol ile yaptığını söyledi. Çiçekli, bir tutkunun bir hayalin peşinden gitmenin önemli olduğunu ve üzerinde durmadığı pek çok konunun bu seyahatte fark ettiğini, örneklerle anlattı. 
“Atalarımıza geri ödenemez borcumuz, geleceğe olan sorumluluğumuzdur”
Mustafa Kemal Atatürk, Sakarya Meydan Muharebesi için “Sakarya Melhame-i Kübrası” diğer bir deyişle “Kan Deryası” ifadesini kullanıyor. Bu sözler, bir milletin canı ve kanı pahasına yaptığı fedakarlığı ifade etmenin ötesinde, cesaret, ve imkansızı başarma ruhunu oluşturan vatan bilincinin, kendinden sonraki nesil için geleceği var etmenin, geleceğe inancın da bir ifadesi. Atalarımızın bizlere armağanı olan bugün, atalarımıza geri ödenemez borcumuz, geleceğe olan sorumluluğumuzdur. Bizlerin geleceğe olan sorumluluğuysa,; yarına hazır olmak, yeni bir dünyanın insanı olmayı istemekten geçiyor.
Atalarımızın bizlere emaneti olan bugünümüz ve yarınımız için, sorumluluklarımızı hissetmek, öz geleceğimizi tasarlamak ve onu yaşamaya başlamak gerekiyor. Bugün ve gelecekte başarılı, varlıklı ve mutlu olmak için herkes arayış içinde… İnsanlar gelecekleri konusunda tedirgin, gelecek endişesi, sürdürülebilir kariyer, iş ve para kazanma kaygısı, günümüz insanının ortak duygusu… Dürdüncü Endüstri Devrimi olarak nitelendirdiğimiz Endüstri 4.0 ile geleceğimizi şekillendirecek sarsıcı gelişmeler yaşıyoruz. Dijitalleşme, yapay zeka, robotlar, nanoteknoloji, 3-D yazıcılar, nesnelerin interneti ile birbirleriyle bağlantılı akıllı sistemler, genetik, bioteknoloji, yenilenebilir enerji…
Dün, bu topraklar üzerinde savaş ve yokluk içinde yarına çıkış arayışı, bugün alın teri ve el emeği yerine akıl teri ile hızla gelişen bilgi toplumunun şekillendirdiği, gelecekte var olmak için geleceğe nasıl hazırlanacağımız sorusuna yanıt arayışına yerini bırakmış bulunuyor. O gün atalarımız için yarına çıkışın kıvılcımı olan “Hatt-ı müdafaa yoktur. Sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır” sözleri, bugün “Geleceği hisset, Kendini fark et, Harekete geç…” olarak GELECEK ZİRVESİ etkinliğimizin temasında ifade bulan, bugünden geleceğe nasıl hazırlanacağımızın cevabını oluşturuyor.
Geleceğimizin her karışı, akıl terimizle ıslandıkça gelecekten umut kesilmez!
GELECEK ZİRVESİ 2017 etkinliğimizin teması olan “Geleceği hisset, Kendini fark et, Harekete geç…” başlıklarında öz geleceğimizi yönetmenin başarı faktörlerini sıralayabiliriz.
Geleceği hissetmek için;
  • Atalarımız gurur duyduğumuz tarihimizin yazarı oldular, bizler ise geleceğin yazarı olmalıyız.
  • Gelecek kaygısı yerine geleceğin heyecanını yaşayarak, geleceğimizi tasarlamalıyız.
  • Geleceğimizi kendi haline bırakamayız.
  • Geleceği fethetmek için değişim eşiğimizi yükseltmeliyiz.
  • Bugünü yaşarken, geleceği de hesaba katan, sürdürülebilirliğe odaklanıp, içimizde yeniliği, yeşili yaşatarak, fütürist bakış açısına sahip olmalıyız.
Kendini fark etmek için;
  • Konfor alanınızın dışına çıkıp, ezberinizi bozmalısınız.
  • Akıl teri ile değer yaratmanın yolunun, yeteneklerinizi fark etmekten geçtiğinin farkında olmalısınız.
  • Bir şeyin her şeyini, her şeyin bir şeyini bilen insan olmalıyız.
  • Birilerinin öğrettiği öğrenci olmak yerine, öğrenmeyi öğrenen olmalıyız.
  • Hayat amacımız ile bağımızı koparmamalıyız.
Harekete geçmek için;
  • Yaratıcılık ve inovasyon için yeniliklere ve değişikliklere meraklı olmalıyız.
  • Sosyal insan olup, sorumluluklar üstlenmeliyiz, çok yönlü olmalıyız.
  • Bakış açımızı değiştirmeliyiz.
  • Tasarlayacağınız öz geleceğiniz, pusulanız olacaktır.
  • Farklı olmak, fark edilmek için yaratıcı iletişim kanalları bulmalısınız.
Ünlü bir düşünürün ifade ettiği gibi, “Bir insanın yüreğini ve aklını anlamak için, başardıklarına değil, istediklerine bak…” sözleri öz geçmişimizin farkımızı fark ettirmeye yetmediğini, öz geleceğimizi tasarlamanın geleceğe hazırlanmak için önemini gösteriyor. Akıl, öngördüğü ve hayal ettiği her şeyi başarabilir. Bir gün amacınıza ulaşmak için her gün hayalinizi yaşayın, kendinize ve hayalinize inanın.
Atalarımız bu topraklarda gurur duyduğumuz destanı yazdılar, bizler ise hayal ettiğimiz geleceği yazmalıyız. Tarihimizde, yüreğimizde, ruhumuzda iz bırakan, imkansızı başarma ruhundan ilham aldığımız bir destanımız var, akıl terimizi akıtacağımız bir gelecek ise bizi bekliyor.
Cumhuriyetimizin kurucusu, Sakarya Zaferi kahramanı Mustafa Kemal Atatürk’ün “İnsanların hayatına, faaliyetine egemen olan kuvvet, yaratma, icat yeteneğidir” sözleri de geleceğin yönetilmesinde yaratıcılığın, inovasyonun, diğer bir ifadeyle akıl terinin gücünün özlü bir ifadesi oluyor.
Etrafımızdaki nesneler, yaşam biçimleri değişirken özne olan insan da değişiyor ve varlığının sürekliliği için bu değişime ayak uydurmak zorunda. Bizim bu dünya üzerindeki mevcudiyetimizin bir anlamı var. O anlam da insanlığa ve dünyaya katkı sunmanın sorumluluğunda ve bilincinde yatıyor. Bu sorumluluk ve bilinç bizlere atalarımızdan bir değer olarak ulaştı. Bizden sonra gelecek her kuşağa bu sorumluluk ve bilinç değerini taşımak görevimiz olmalı.
Gençler, nasıl bir gelecek istiyorsanız, onu kurmak sizlerin elinde olduğunu unutmayın. Hayal kurmaktan hayalinizin peşinden gitmekten vazgeçmeyin. Yarın, sizlerin hayal gücünde ve akıl terinizde yükselecek, bunu hiç unutmayın…
 
Ali Kamil UZUN, CPA, CFE, MA, CRMA, CAC
Türkiye İç Denetim Enstitüsü Kurucu Başkanı
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Baba sözü…

Hoş geldin yeni yaşım!..

SAWYER'S İç Denetçiler için Rehber Kitabının Türkçe Çevirisi Üzerine...