Gençlik geleceğimizdir…
Pek
çok düşünür, siyaset adamı, yazar vs. ‘Gençlik’ üzerine pek çok özlü söz,
özdeyiş söylemişler. Yüzyıllar öncesindeyse ünlü düşünür Aristoteles; “Gençlerin
yetişmesine önem veriniz; çünkü bu yolda en küçük ihmal, ülkenin yapısını ve
geleceğini yok eder” sözü bir ülkenin geleceğinin şekillenmesinde gençliğin
önemini çok çarpıcı bir şekilde vurguluyor.
Değişimi ve geleceği yönetmek
için hazır mıyız?
Etrafımızdaki
nesneler, yaşam biçimleri değişirken özne olan insan da değişiyor. Varlığımızın
sürekliliği için bu değişime ayak uydurmak zorundayız. Bizim bu dünya
üzerindeki mevcudiyetimizin bir anlamı olmalı. O anlam da insanlığa ve dünyaya
katkı sunmanın sorumluluğunda ve bilincinde yatıyor. Bu sorumluluk ve bilinç
bizlere önceki kuşaklardan bir değer olarak ulaştı. Bizden sonra gelecek her
kuşağa bu sorumluluk ve bilinç değerini taşımak görevimiz olmalı.
Geleceğin hikayeleri aşağıdan
yukarı yazılacak…
Gün,
yeni bir sayfa açma yeni bir hikaye yazma vaktidir.
Gençlik
geleceğimizse, bir ülkenin geleceği gençlikse, teknolojik ve bilimsel
gelişmeleri takip eden, geleceğin şekillenmesinde etkin olacak bireylerin
yetiştirilmesi konusu önceliğimiz olmalı.
Gelecek
gençlerin akıl ve vicdanlarında yükseliyorsa, fikri ve vicdani hür nesiller,
akıl ve bilimin ışığında yetişen, değerlerine sahip çıkan, gençliği yetiştirmek
bizlerin sorumluluğunda olmalı.
Genç
nüfus oranı yüksek, dünyanın sayılı ülkelerinden biriyiz. Bunu avantaja
çevirmenin yolu, onları, bilim ve akıl yolunda ilerlemelerine öncülük ederek
olmalı.
Çünkü
çağımız “Akıl teri çağı”
Geçen
yüzyılın doğanları ile bu yüzyılın doğanları birlikte geleceğe yürüyoruz.
Sadece geçen yüzyılın ve bu yüzyılın doğan kuşakları
değil, yapay zekadan güç alan robotlarla da geleceği paylaşıyoruz…
Bilim ve meslek insanları olarak, yapay zekanın temel
ilkelerini, akademik ve mesleki oynayabileceğimiz ve oynanması gereken roller, yapay
zeka risk ve fırsatlarını anlamalıyız.
Farklı kuşaklardan da olsak yeni dünyanın insanları
olarak, gelecek, hepimiz için gelecek…
Öte
yandan başarının tanımı, ‘ANLAM ve DEĞER’ yaratmaktan geçiyor…
Bir akademisyen
olarak sadece bilgi öğreten mi, yoksa geleceğin insanı olacak donanımlı
bireyler yetiştirmek için öğrenmeyi öğreten mi olacaksınız?
Bir
meslek insanı olarak mesleğin şekillendirdiği insan mı olacaksınız yoksa
mesleğinizi şekillendiren, geleceğin meslek insanı mı olacaksınız?
Gün,
bilim ve meslek insanları olarak birlikte donanarak geleceğimizi tasarlama
günüdür.
Mesleğin
alın teri gerektiren işlerini teknoloji alırken, robotlara bırakırken, akıl
teri gerektiren alanlarında evrildiği, evrileceği bir çağın içindeyiz.
Böyle
bir dönemin eşiğinde mesleğin geleceği üzerine öngörü, daha uygun bir ifade ile
uz görüde bulunmak gerekirse; yapay zekadan güç alan robot teknolojisi ile
şekillenecek bir iş hayatının çok uzak olmayan bir gelecekte olacağını dikkate
almamız gerekiyor.
Değişimi ve geleceği yönetmek
için hazır mıyız?
Etrafımızdaki
nesneler, yaşam biçimleri değişirken özne olan insan da değişiyor. Varlığımızın
sürekliliği için bu değişime ayak uydurmak zorundayız. Bizim bu dünya
üzerindeki mevcudiyetimizin bir anlamı olmalı. O anlam da insanlığa ve dünyaya
katkı sunmanın sorumluluğunda ve bilincinde yatıyor. Bu sorumluluk ve bilinç
bizlere önceki kuşaklardan bir değer olarak ulaştı. Bizden sonra gelecek her
kuşağa bu sorumluluk ve bilinç değerini taşımak görevimiz olmalı.
Yapay
zekadan güç alan robotlarla geleceği paylaşacak olsak bile akademik ve mesleki
hayatta önce insanı, insan merkezli düşünceyi esas almalıyız.
Meslek
etiği ve ahlakı bu süreçte pusulamız olacak.
Bilgi
öğreten değil, öğrenmeyi öğreten, analitik düşünce temelli öğretim eğitim
yaklaşımımız olmalı.
Uygulama
odaklı, vak’a metodu ile eğitim yapılmalı.
Akademik
araştırmaların konu, teori oluşturma, kalite boyutları ile literatüre katkı
sağlayıcı nitelikte olması teşvik edilmeli.
Akademik
eğitim kaynakları olan ders kitaplarının akademisyen, iş ve meslek insanları
tarafından güncel sürekliliğini sağlayacak çoklu yazarlı, marka kitaplar olması
yönünde çalışmalara ihtiyacımız bulunuyor.
Eğitim
programlarının uluslararası eğitim standartlarında, paydaşlarla işbirliği ve
meslek kuruluşlarını desteğiyle birlikte geliştirilmesi ve gelişimi için
akreditasyon sürecine dahil edilmesi gerekli görülüyor.
Ünlü
bir düşünürün ifade ettiği gibi, “Bir insanın yüreğini ve aklını anlamak için,
başardıklarına değil, istediklerine bak…” sözleri öz geçmişimizin farkımızı
fark ettirmeye yetmediğini, öz geleceğimizi tasarlamanın geleceğe hazırlanmak
için önemini gösteriyor.
Üniversite
sıralarında geleceğe donanımlı hazırlanabilmelerini sağlayabilmek için öz
gelecek tasarımı konusunda gençlerimizin farkındalığı sağlanmalı.
Gazi Mustafa
Kemal Atatürk’ün “İnsanların hayatına, faaliyetine egemen olan kuvvet, yaratma,
icat yeteneğidir” sözleri de geleceğin yönetilmesinde katılımcı, yaratıcı, etki
odaklı eğitimin öneminin özlü bir ifadesi olarak değerlendirilmesi gerekiyor.
Geleceğin hikayeleri aşağıdan
yukarı yazılacak…
Gün,
yeni bir sayfa açma yeni bir hikaye yazma vaktidir.
Dünün
hikayeleri yukarıdan aşağıya yazıldı, geleceğin hikayeleri ise aşağıdan yukarı
yazılacak.
Akademik
ve mesleki gelişim, değişim ve dönüşüm için yeni nesle kulak vermeli, onları
dinlemeli, anlamalı, iki yönlü etkileşim ile geleceği birlikte tasarlamalıyız.
Geleceği,
geleceğin sahiplerine alan açarak, onlara öz güven kazandırarak, hayallerini
gerçekleştirmeleri için cesaretlendirerek güzel ve iyi gelecek yapabiliriz.
Gençler,
genç fikirli olanlar, nasıl bir gelecek istiyorsanız, onu kurmanın sizlerin
elinde olduğunu unutmayın. Hayal kurmaktan hayalinizin peşinden gitmekten
vazgeçmeyin. Yarın, sizlerin hayal gücünde ve akıl terinizde yükselecek, bunu
hiç unutmayın…
Akıl,
öngördüğü ve hayal ettiği her şeyi başarabilir. Bir gün amacınıza ulaşmak için
her gün hayalinizi yaşayın, kendinize ve hayalinize inanın.
Çeyrek
asır önce geleceği anlamak, gelecekte saklı fırsatları görebilmek, gelecekte
var olabilmek, diğer bir ifadeyle “Değişimi ve Geleceği Yönetmek” için
başlattığımız mesleki örgütlenme süreci, bugün tekrar geleceğe ortak olmak,
yarına hazır olmak için birlikte başarmak, değer yaratmak konusunda yeni bir
sayfa açmamızı bizlere işaret ediyor.
Bu
vesileyle, ülkemizin aydınlık geleceğinin teminatı, meslek ailemizin geleceği,
geleceğin meslek insanları olarak gördüğüm gençlerimizin, Atatürk’ü Anma Gençlik
ve Spor Bayramı kutlu olsun. Gelecek daha nice bayramları, gelecek nesillerin yine
aynı coşku ve heyecanla kutlaması tek temennim. Başta Cumhuriyetimizin kurucusu
Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, ülkemizin geleceği için kendi
geleceklerini feda eden o aziz kahramanlara, yürekten sevgi ve şükranlarımı
sunuyorum.
Ali Kamil UZUN
Türkiye İç Denetim Enstitüsü Kurucu Başkanı
Yorumlar