Mustafa Kemal'i Düşünmek...
1881’de bir bebek doğdu. Annesi ninnilerle büyüttüğü oğluna,
Mustafa adını koydu. Sarıp, sarmaladı, korudu. Bebek büyüdü, okula gitmeye
başladı. Babasını kaybetti. Çocuk büyüdü. Sırasıyla, Mahalle Mektebi, Şemsi
Efendi Okulu, Selanik Mülkiye Rüştiyesi, Selanik Askeri Rüştiyesi, Selanik
Askeri İdadisi, Harp Okulu ve Harp Akademisi’ne gitti. 1905 yılında ise Kurmay
Yüzbaşı rütbesiyle Harp Akademisi’nden mezun olarak, eğitimini tamamladı. 1893
yılında Askeri Rüştiye’de okurken matematik öğretmeni tarafından adına “Kemal”
ilave edilerek, Mustafa Kemal adını aldı.
Bizler O’nun hikayeleriyle, kahramanlık destanlarıyla
büyüdük. Bir ulusa önderlik etmesini, o ulusu yeniden var etmesinin gururunu her
zaman yaşadık. Çok övündük… Sadece yoksul ve yoksun bir halkın, güçlü
devletlere karşı aldığı bir zafer kazanılmadı. Bağımsızlığını, yoksunluğunun
önüne koyan, mücadeleyi bırakmayan ve asla taviz vermeyen bir halkın bir başarı
hikayesidir de aynı zamanda. O’na ve ona inanan atalarımıza, dedelerimize,
ninelerimize, bizlerin borcu çok büyük.
Bağımsızlığın ve özgür vatandaş olarak kendi topraklarında
yaşamanın, belirlenebilecek bir ederi yok ve alınıp, satılamayan bir duygu bu.
Ve bu duyguyu, atalarından gurur duyarak yaşıyor her yeni nesil. O sebeple, her
sevincinde her kederinde, her kutlamalarda O’na koşuyor. O’na anlatıyor yeni
yazılan hikayelerini… Her yeni nesil, O’nun izinden, ülküsünden, ilkesinden
ayrılmadan yoluna devam ediyor. Daha dik daha gururlu ve daha inançlı olarak…
Bu hikaye asla yarım
kalmadı, kalmayacak…
Bir ulusun yazdığı bu hikaye, yarım kalmadı. Eğitimli,
nitelikli, yaratıcı, kendi hayallerinin peşinden koşan her yeni nesil, yeni
başarı hikayeleri yazmaya devam ediyor. Gençlerin inançlarında ve başarı
öykülerinde, O’nun etkisi ve liderliğinin önemi büyük. Türk ulusunun, bağımsızlık
umudunu gerçeğe dönüştüren o cesaret, yeni neslin damarlarında akan kanda
mevcut.
Bu gençlik bu ülkeyi, daha aydınlık daha güçlü bir geleceğe
taşıyacak. Onların potansiyelini ortaya çıkaracak, yeni argümanları da her
zaman bulacak.
O zorlu savaş yıllarında umudunu yitirmeyen, mücadele eden,
daha bir cesaretle düşmanın üstüne üstüne giden bir neslin evlatları olduğunu
unutmadan, yeni yolları her zaman bulacak.
Yeni başarı hikayeleri yazacak ve bu hikayeleri anlattığı
yeni nesli her zaman bulacak.
O’nun vatan sevgisini ve hürriyet aşkını, kendi yüreğinde her
zaman bulacak.
O’nun cesaretini, inancını ve kararlılığını rehber edinerek
her türlü zorluğu taşıyacak gücü her zaman bulacak.
Yılmadan, yorulmadan geçmişin ülküsünü rehber edinerek,
aydınlık geleceğe ilerlemenin kararlılığını her zaman bulacak.
O’nun açtığı yolda
ilerlemek…
O’nun açtığı yolda ilerleyen, O’nun en büyük eseri olan demokratik, laik ve sosyal
bir hukuk devleti Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza kadar bağımsız ve özgür yaşatacak
gençliğe inancım tam.
Atatürk; “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır,
ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” diyerek, kendisinden
sonra gelecek nesle inancı da tamdı.
Bu inanç ve kararlılığı her Türk vatandaşı yüreğinde,
vicdanında taşıyor ve O’nun ilke ve devrimlerinin koruyucusu olmaktan büyük bir
onur duyuyor. Bu ülkenin bağımsızlığının baş mimarı olan ve adını Türk tarihine
altın harflerle yazdıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk milletinin kalbinde
ebedi yaşayacaksın.
Aramızdan ayrılışının 81. yılında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, vatanı ve
milleti adına yaptığı büyük işler için şükranla anıyor, manevi huzurunda
saygıyla eğiliyorum. Ruhu şad olsun.
Ali Kamil UZUN
Türkiye İç Denetim Enstitüsü Kurucu Başkanı
Yorumlar