TEDBİRLİ BİR YÖNETİCİ MİSİNİZ?
Kurumsal
yönetim ilkelerine göre pay ve menfaat sahiplerinin hak ve çıkarlarını korumak
sorumluluğu şirket yönetim kurullarınındır. Yeni ticaret kanunumuzun yönetim
kurullarının görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin düzenlemelerinin bu esasa
göre yapıldığı görülmektedir. Ticaret kanunumuzun yönetim kurulu üyelerinin
sorumluluklarına istinaden düzenlenen maddeleri (366/2, 375, 378 ve 553) şirket
yönetim kurulu üyelerinden bu yönde beklentileri açıkça ifade etmektedir.
Yeni
ticaret kanunumuza göre, yönetim kurulu üyeleri ve yönetimle görevli üçüncü
kişiler, görevlerini tedbirli bir
yöneticinin özeni ile yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini
dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek yükümlülüğü altındadırlar. Söz konusu hükmün
gereğini yerine getirmek için yönetim kurulunun, şirketin faaliyetleri hakkında
bilgi sahibi olmak ve işlemlerin seyrini izlemek için komite ve komisyonlar
kurması öngörülmekte, şirket hangi büyüklükte olursa olsun, şirkette, muhasebeden tamamen bağımsız, uzmanlardan
oluşan, etkin bir iç denetim örgütüne gereksinim olduğu, bir
anonim şirketin denetiminin sadece yüzlerce müşterisi olan bir bağımsız dış denetim kuruluşuna
bırakılamayacağı kanun gerekçesinde vurgulanmaktadır. Dış denetim şirketlerinin her müşterisini
içeriden ve yakından izleyemeyeceği vurgulanarak finansal denetimin iş ve
işlemlerin iç denetimi yanında, şirketin finansal kaynaklarının, bunların
kullanım şeklinin, durumunun, likiditesinin denetimini ve izlenmesini de içereceği
belirtilmektedir. Ayrıca, finansal denetimin kurumsal yönetim ilkelerinin
gereği olduğu ifade edilmektedir. Bunun yanı sıra, dış denetimin ve iç
denetimin bir bütünün parçaları olarak değerlendirilmesi, bu değerlendirmenin
sonucu olarak da, şirketin denetimden elde edeceği faydanın bu bütünün kendi
arasındaki etkileşimi sonucunda artacağı belirtilmektedir.
Buna
ilave olarak “yönetimle görevli
kişilerin özellikle kanunlara, esas sözleşmeye, iç yönergelere ve yönetim
kurulunun yazılı talimatlarına uygun hareket edip etmediklerinin üst
gözetiminin” de yönetim kurulunun devredilemez yetki ve görevleri arasında
olduğu belirtilmektedir. Ancak, kanunun ilgili gerekçelerinde üst gözetim ile
kastedilenin hem kuramsal açıdan hem de işletme iktisadı yönünden gerekli olan
işlerin akışının gözetimi olduğu belirtilirken, yönetim kurulunun bir kontrol
ve denetim organı olmadığı da söylenmektedir. Yönetim kurulunun şirketin işletim ve yönetimi açısından geniş bir
yelpazeye yayılan (insan kaynakları, satış, satın alma, üretim, planlama vb..)
bir çok süreci kendisinin doğrudan kontrol ve denetimini sağlayamayacağı
anlaşılmakla birlikte bu süreçlerin yönetiminden doğan sonuçlardan
sorumluluğunun devam edeceği açıktır.
Ancak,
yeni kanunun ilgili madde (553/3) hükmü ve gerekçesine göre, hiç kimsenin
kontrolü dışında kalan, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılıklar veya
yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamayacağı; bu sorumlu olmama durumu gözetim
ve özen yükümü gerekçe gösterilerek geçersiz kılınamayacağı öngörülerek, yönetim
organının, organsal işlevi ister kanuna göre devredilmiş olsun, ister organın
kendisinde kalsın üyelerin gözetim yükümlerini tanımakta, ancak bu yükümün
kontrol dışında kalan olgu ve konularda bulunmadığını hükme bağlamaktadır. Bu
hüküm yönetim ile görevli kişilerin bu arada yönetim kurulu üyelerinin uygun
nedensellik bağının veya kusurlarının yokluğu halinde, soyut bir gözetim görevi
anlayışına dayanılarak sorumlu tutulmalarına engel olmak amacıyla
öngörülmüştür. Çünkü uygulamada yönetim kurulu üyelerinin insan takatinin
üstünde bir gözetim anlayışıyla şirketteki her türlü kanuna veya esas
sözleşmeye aykırılıktan sorumlu tutuldukları gözlemlenmiştir.
Bu
açıdan bakıldığında, şirketlerde uygun
yapı ve yetkinliklere sahip iç denetim uzmanlarından oluşan bir ekip vasıtasıyla
yönetim kurulu adına gözetim ve denetim faaliyetlerinin yürütülmesi ve
sonuçlarının yönetim kurulu dikkatine raporlanması, gerekli aksiyonların
alınması şirket yönetim kurulunun tedbirli bir yönetici özeninin gereğini
yerine getirmesi olarak değerlendirilebilir.
Ayrıca,
yönetim kurulu ana sorumluluklarından olan risklerin erken teşhisi ve gerekli
önlemlerin zamanında alınması için işlevi olan birimlerin başında iç denetim
birimi gelmektedir.
Risk
yönetiminin ve ilgili kontrollerin etkinliği ve yerindeliği hakkında yönetim
kurulu adına denetim ve gözetimin iç denetim birimi tarafından yapılması ve
düzenli olarak raporlanmasının gerekli olduğu kanaatindeyiz.
Yeni
ticaret kanunumuz yürürlüğe girerken bağımsız dış denetim ile ilgili yapılan
düzenlemeler sonucu, denetime tabi olacak şirket kapsamı daraltılmış, önceki
kanunda yer alan murakıplık organı da kaldırıldığı için sermaye şirketlerinde
denetim dışı geniş bir kesim ortaya çıkmıştır. Bu durum yeni kanunun getirdiği “tedbirli yönetici özeni” konusunda
şirket yönetim kurulları ve yöneticileri için iç denetimi zorunlu bir ihtiyaç
haline getirmektedir.
Şirketinizin
menfaatleri için tedbirli bir yönetici özeni İÇ DENETİM faaliyetini gerekli
kılmaktadır.
Şirketinizin
sürdürülebilir büyümesi ve sürekliliği, kurumsal yönetim kalitesi, itibarı ve yükselen
değeri marifetli ve tedbirli yöneticilerin eseri olacaktır.
Ali Kamil UZUN, CPA, CFE, MA, CRMA
Türkiye İç Denetim Enstitüsü Kurucu
Başkanı
Yorumlar