İç Denetimde iletişimin Önemi: Yoksa Biz Şerifleşiyor muyuz?
İletişim,
günümüz modern yaşamında başarı ve mutluluğun en kilit unsurlarından biridir.
Kullandığımız sözcükler, mimik ve jestlerimiz, hatta kıyafet seçimimiz bir
bütün olarak iletişim sistemimizi oluşturarak bizi deyim yerindeyse bir
televizyon ekranındaymışcasına iletişim kurduğumuz kişinin yargılarına,
değerlendirmelerine sunar. Bu, bütün insanların dikkat etmesi gereken temel
noktalardır. Bazı mesleklerde ise, iletişim ayrı bir önem taşır. Bunlardan biri
de iç denetim mesleğidir.
Genelde
iç denetimde iletişimin nasıl olması gerektiği üzerinde durulur. Yakın bir
zamanda bir meslektaşımla yemek yerken, “işte, iç denetçiler bunların tam
tersini yapmalı, bunların iç denetçilerce yapılmaması gerekir” diyebileceğim
bir olaya şahit oldum.
Bazen
öğlen yemeklerimi yediğim bir yer vardır. Bu mekân nezih, temiz; zevkle bir
arkadaşınızla yemek yiyebileceğiniz bir yerdir. Buranın, Müziğinden havasının
sıcaklığına, personelinin güler yüzlülüğünden müşteri kitlesine kadar son
derece uyumlu bir ambiansı vardır. Bu mekânın sorumlusu olan kadın, nezaket ve zarafetini
mekâna da yansıtarak “kadın elinin” ne demek olduğunu uygulamalı olarak
anlatabilmiştir.
Yine
bir öğlen, bir yandan yemek yiyor, bir yandan da çalışmalarımız hakkında
konuşuyorduk. Her zamanki gibi gelen ve giden müşteriler, siparişler, boşların toplanıp
taşınması, hesaplar mekânda rahatsız etmeyen bir hareketlilik yaratmıştı.
Bir
an gözüm, restoranın sorumlusu ile mekânı yavaş adımlarla dolaşan bir adama
takıldı. Spor giyimli, gömleği pantolonun dışında, elinde cep telefonu ile
gezen bu adam, yaklaşık 40-45 yaşlarındaydı. Masaların arası da dâhil
restoranda dolaşıyor, kadınla arada bir konuşuyordu. Uzakta oldukları için ne
dediklerini anlamıyor, ama mimiklerden adamın kadına bir şeyler sorduğunu,
kadının da cevaplar verdiğini tahmin ediyordum. Adam bankoların arkası,
tuvaletler dâhil dolaşıyor, kadın da eşlik ediyordu. Durumdan adamın bir “denetim”
için geldiği sonucunu çıkardım.
Bu
olayı izlerken, Amerika’da yıllar önce şahit olduğum bir olayı hatırladım.
Sabah bir arkadaşımın arabası ile yolculuk ediyorduk. “Rush hour” denilen, trafiğin en yoğun olduğu
saatlerdi. Bu nedenle, yolun tıkanmaması, vatandaşların mağdur olmaması için
yolun ortasında bir trafik polisi duruyordu. Bu polisin iki eli belindeydi.
Başındaki kovboy şapkası, gözündeki güneş gözlüğü ile “buranın şerifi benim”
der gibi bir edası vardı. Bu imaj, hiç şüphesiz bir korku yaratıyordu. Belli ki, “hata yapanı yakarım” demek
istiyordu.
Restoranda
dolaşan bu adamın davranış kalıpları, beni yıllar önce yaşadığım bu olaya
götürmüştü. Üstelik adamın yemek sırasında, müşterilerin yoğun olduğu bir
saatte masaların arasında dolaşması, tuvalete kadınla birlikte girmesi,
dışarıdan bakıldığında şık durmayan, itici davranışlardı.
Adam,
kendince doğru yaptığını sanıyordu. Müşterilerin yoğun olduğu zamanda geliyor,
tuvaletten masaların düzenine kadar işlerin yolunda olup olmadığını kontrol
ediyor, böylece temizlikten mekânın aydınlatması ve ısısına kadar birçok
konunun “en iyi” olmasını istiyor, bir saha çalışması yapıyordu. Adam, belli ki
bunları düşünüyordu. Kendince haklı da olabilir. Ama dışarıdan bakıldığında,
hissedilenin farklı olduğu aşikârdı.
Bu
olay, iç denetçilerin mesleklerini icra ederken nasıl bir riskle karşı karşıya
olduklarını gösteriyor. Bu nedenle, iç denetim mesleğini icra edenlerin, yanlış
veya eksik iletişimden kaynaklanan bu hataya düşmemek için şu soruları sorması
önemli olacaktır:
Biz
iç denetçiler, acaba denetlediğimiz kurumlarda bazen birer “şerif” konumuna
düşüyor muyuz? En iyiyi ve en doğrusunu yapmak adına, yanlış bir üslup
kullanabiliyor muyuz? Bunu söyleyecek kadar kendimize karşı dürüst olabiliyor
muyuz? Yoksa bazen kendimizi kaptırarak
“şerifleşen denetçi sendromu” rahatsızlığına mı maruz kalıyoruz? Bu sorulara
verdiğimiz cevaplar, mesleğimizi ne kadar doğru yaptığımızı ve ne kadar
başarılı olacağımızı gösteriyor.
İç
denetim, doğru iletişime en çok ihtiyaç duyan mesleklerden biridir. Ne
yaptığımız kadar, nasıl yaptığımız da önemlidir. Bu nedenle iletişime dikkat
etmeli, kaş yapmaya çalışırken göz çıkarmamaya özen göstermeliyiz.
Ali Kamil UZUN, CPA, CFE, MA, CRMA, CAC
Türkiye İç Denetim Enstitüsü Kurucu
Başkanı
Yorumlar