Aile Şirketlerinde Kurumsal Dönüşümün Gerekliliği ve Önemi
Deloitte Türkiye’nin, Akbank, Sabancı Üniversitesi
Yönetici Geliştirme Programı ve TAİDER (Türkiye Aile İşletmeleri Derneği) ile
birlikte hazırladığı “Aile Şirketlerinde Sürdürülebilir Başarının Anahtarları”
raporu, ekonomide, sadece ülkemizde değil, dünyada da önemli bir yeri olan aile
şirketlerinin sürdürülebilir başarısı için birbirinden önemli bilgiler içeriyor.
Çalışma kapsamında ayrıca ülkemiz ekonomisinde önemli bir yeri olan belirli
aile şirketlerinin yönetici konumundaki aile üyeleri ve ikinci kuşak
temsilcileriyle de görüşülerek bu görüşmeler rapora yansıtılmıştır.
Rapor incelendiğinde, sürdürülebilir ekonomik başarıyı
konuştuğumuz bugünlerde, raporun hem aile şirketleri hem de konuyla ilgilenen
akademisyenler, uzmanlar ve ekonomistler açısından önemli hususları içerdiği
anlaşılmaktadır.
Aile Şirketlerinin
Dünyada ve Türkiye’deki Önemi
Türkiye ekonomisi içinde milli gelirin yaklaşık yüzde
90’ının aile şirketleri tarafından üretildiği ifade edilmektedir. Avrupa
Birliği raporlarına göre dünyada var olan şirketlerin yüzde 50’si, Amerika’daki
şirketlerin ise yüzde 90’ı aile şirketleridir. Forbes’un 2016 yılı milyarder
listesinin yüzde 42’si aile şirketleridir. Yine Fortune 500’e göre en büyük ve
başarılı şirketlerin yüzde 40’ının aile şirketleri olduğu; dünyadaki en zengin
10 kişiden 7’sinin aile şirketi üyesi olduğu ifade edilmektedir.
Aile Şirketi Nedir?
Ekonomi için bu kadar önemli olan aile şirketi kavramı
tam olarak neyi ifade ediyor?
Aile şirketi kavramı, farklı şekillerde ve sıklıkta
karşımıza çıkmasına rağmen herhangi bir düzenleme ile tanımlanmadığı, buna
rağmen aile şirketinin “oy sahipliğinin çoğunluğunun ve/veya yönetimin bir veya
birden çok ailenin üyelerine ait olduğu işletmeler” olarak tanımlanabileceği
ifade edilmiştir. Aile şirketlerinde, aile lideri veya onun etrafında bir araya
gelen aile bireyleri tarafından kurulmuş olan, diğer aile bireyleri tarafından
sürdürülen, aile bireylerinin aktif rol aldığı aile şirketlerinde mülkiyet,
yönetim, aile ve işletme kültürü kavramlarının çok önemli olduğu ortaya
çıkmıştır.
Özet olarak, ailenin maddi ihtiyaçlarının karşılanması ve
mirasın bölünmemesi amacı ile üyelerin şirketin finansal yapısında aktif rol
aldığı, karar mekanizmasını oluşturduğu, aileden en az iki kuşağın şirket
bünyesinde yer aldığı kar amaçlı işletmeler aile şirketleri olarak ifade
edilmektedir.
Ülkemizde Aile
Şirketleri
Ülkemizdeki aile şirketlerinin sektörel dağılımına
bakıldığında, aile şirketlerinin yüzde 52’sinin üretim, yüzde 16’sının inşaat
ve emlak geliştirme, yüzde 6’sının tüketici ürünleri gibi ülkemiz ekonomisi
için önemli alanlarda faaliyet gösterdiği anlaşılmaktadır.
Bu şirketlerin kuruluş dönemlerine bakıldığında, yaklaşık
yüzde 40’ının 1950-1980 yıllar arasında; yüzde 46’sının 1981-2000 yılları
arasında kurulmuş firmalardan oluştuğu anlaşılmaktadır.
Aile işletmelerinin yüzde 38’i birinci, yüzde 47’si
ikinci, yüzde 13’ü üçüncü, yüzde 2’si de dördüncü ve daha sonraki nesillerden
aile bireylerine ait olduğu ifade edilmektedir.
Aile Şirketlerinin
Avantajları
Aile şirketlerinin diğer şirketlere göre avantajları
nelerdir? Raporda, bu konuda önemli bilgiler olduğunu görüyoruz. Buna göre, “Aile şirketlerinin hızlı karar alabilmeleri,
aile değerleri etrafında kenetlenmiş başarıya odaklı bir ekibe ve üst seviyede
çalışan bağlılığına sahip olmaları ve ailenin, şirketi kendi aile itibarları
ile özdeşleştirerek şirketin başarısını özel hayatlarının dahi önünde tutması,
başarıyı ve büyümeyi de birlikte getirmektedir. Aile şirketleri kurumsallaşmaya
çalışırken, kurumsallaşmış dünya devi şirketlerin dünyaya “biz bir aileyiz”
mesajı veriyor olması, aile şirketlerinin doğru yönetildiğinde diğer firmalara
göre daha güçlü olabileceğini göstermektedir.”
Bu avantajlar yanında, aile şirketlerinin geliştirilmesi
gereken alanları şu şekilde ifade edilmiştir:
Aile ve Şirket
İlişkileri ve Çatışma Yönetimi
Şirketlerin nesiller arası el değiştirmesinin
yönetilmesi, ailenin kalabalıklaşması ile yetki ve görev dağılımının yeniden
değerlendirilmesi ve kurucu aile büyüğünün yönetimi devretmesi aile şirketleri
için ortaya çıkan önemli sorunlar arasında yer almaktadır. Bu bağlamda,
halefiyet planı, aile anayasası, nepotizmi önlemek için gerekli kuralların
yazılı hale getirilmesi, hissedarlık sözleşmeleri gibi kurumsallaşma adımları
bu sorunların yönetilmesi için gerekli olan adımlardır. Raporda, firmalar
arasında farkındalık olmasına rağmen, bu adımları atan firma sayısının az
olduğu ifade ediliyor.
Finansal Yapı ve İç
Kontrol Ortamının Yetersizliği Nedeniyle Ortaya Çıkan Dezavantajlar
Gelişen teknoloji ve rekabet ortamında, gerekli bilgilere
zamanında ulaşmak için ve bu bilgileri kullanarak etkin kararlar almak için güvenilir
bir raporlama altyapısının bulunması bütün şirketler için olduğu gibi aile
şirketleri için de önemlidir. Özellikle finansal bilgilerin yer aldığı güvenli
ve etkin raporlara sahip şirketlerin, uluslararası finans piyasalarında ucuz
finansman kaynaklarına ulaşabilmek için avantaja sahip olduğu bilinmektedir. Bu
da firmalar için alternatif finansman olanakları sağlıyor.
Finans kuruluşları, firmalarda denetlenebilir şeffaf bir
ortamın bulunmasına önem verirken, bu altyapıya sahip firmaların güçlü bir
itibara sahip oldukları ortadadır.
Bu nedenlerle, aile şirketlerinin finansal raporlama
altyapısının dönüşümü, iç denetim fonksiyonunu kurulması ve iç kontrol
ortamının iyileştirilmesi gibi kurumsallaşma adımları atması önemli olacaktır.
Liderlik ve Güçlü
İnsan Kaynağına Ulaşmada ve Bünyede Tutmada Çekilen Zorluklar
Hızlı büyüme sonucunda firmanın beyin takımının firma
kadar hızlı büyüyememesi, profesyonelleşme ve kurumsallaşmadan kaynaklanan
sorunlar nedeniyle profesyonellerin firmada uzun süre kalmamaları, yönetici
seçiminde yapılan hatalar gibi kaynakların boşa harcanması aile şirketlerinin
kaliteli insan kaynağı ihtiyacındaki eksiklikleri ifade ediyor.
Markalaşamama
Şirketlerin ürünlerini müşterilere ulaştırmasında çeşitli
pazarların varlığı, internet gibi ürünlerin müşterilere kolay ulaştırıldığı
seçenekler bulunması, firmalar için bir rekabet sağlıyor. Bu rekabette, tanınır
ve güvenilir markaların önemli bir avantajı bulunuyor. Bu nedenlerle, aile
şirketlerinin marka değerlerini geliştirme ve koruma ile ilgili yatırımlar
yapması, rekabet edebilmesinin önemli bir şartı olarak karşımıza çıkıyor.
İnovasyon ve Rekabete
Uyum Sağlayamama
Teknolojiyi iyi kullanan firmaların diğer firmalara göre,
müşteri ihtiyaçlarını öngörebilmeleri, inovatif ürün ve hizmetler sunmaları
nedenleriyle rekabet avantajlarına sahip olduğu ifade edilmektedir. Aile
şirketlerinin ise geleneksel yapıları nedeniyle ve karar alma mekanizmaları
içerisinde daha inovatif olmaları ve teknolojiyi daha iyi kullanmaları
gerektiği belirtilmiştir.
Sonuç
“Aile Şirketlerinde Sürdürülebilir Başarının Anahtarları”
raporu aile şirketlerinin kurumsal dönüşüm sürecinin sistematik bir biçimde
yönetilmesine ilişkin tespitleri ve tavsiyeleri ile aile şirketlerinin geleceği
için bakış açısı sunuyor. Teknolojik
gelişme, inovasyon gibi etkenlerle değişen iş süreçlerinde aile şirketlerinin
de ayakta kalması, ulusal ve uluslararası alanda rekabet etmeleri kaçınılmaz
bir gereklilik olarak ortaya çıkıyor. Bu nedenlerle aile şirketlerinin gerekli
değişimi bünyelerine taşımaları, sundukları ürün ve hizmetleri müşteri odaklı
hale getirmesi gerekiyor.
Raporda da ifade edildiği gibi; aile şirketlerinin bu
değişim ve dönüşüm için takip edebilecekleri tek bir reçete bulunmamaktadır.
Çünkü her aile şirketinin iş modeli, aile içi duygusal faktörlerden de
etkilenen kendine has dinamikleri farklı olduğu için izlenecek kurumsal dönüşüm
planı her firmaya özgü olmalıdır.
Bununla birlikte, kurumsal dönüşüm sürecine giren
şirketlerde, bu dönüşümün gerçekten
istenmesi ve aile büyüklerinin bunun arkasında durmaları önemli bir gereklilik
olacaktır. Bu kurumsal dönüşüm sürecinde, uzman kişilerle çalışılması,
özellikle yukarıda sıraladığımız sorunlu alanların üzerinde durulması, bu
kurumsallaşma sürecinin başarılı olması için dikkate alınmalıdır.
Bu kurumsal dönüşüm sürecinin bir ayağı olarak halefiyet
planı, hissedarlık sözleşmeleri ve aile anayasasının hazırlanması, nepotizmi
önlemek için gerekli kuralların yazılı hale getirilmesi gibi kurumsallaşma
adımları bir başlangıç noktası olabilir.
Aile şirketlerinde kuruluş, gelişme ve büyümede
gösterilen başarının şirketin kurumsal varlığının sürekliliğinde de gösterilmesi
diğer bir ifade ile kurumsal bir şirket olurken aile kalabilmeyi başarmanın
yolu aile anayasası, halefiyet planı, hissedarlık sözleşmelerinin yanı sıra
kurumsal dönüşüm sürecinin sistematik alt yapısını da oluşturmaktan geçiyor.
Ali Kamil UZUN, CPA, CFE, MA, CRMA, CAC
Türkiye İç Denetim
Enstitüsü Kurucu Başkanı
Yorumlar