RİSKLERİN VE FIRSATLARIN YÖNETİLMESİNDE KONTROL OKURYAZARLIĞI
Tüm dünyayı etkisi altına alan küresel
salgın ile birlikte gündelik yaşamımızdan tutun iş yaşamına kadar pek çok
alışkanlığımızı değiştirmeye başladık. Sohbetler, iş toplantıları, ev
ziyaretleri, eğitim gibi bir arada olacağımız tüm etkinliklerimizi uzaktan,
ekran karşısında yapmaya başladık.
Aradan iki yılı aşkın süre geçti ve
normallerimiz yeni normale doğru evrildi. Bu süre zarfında iş dünyası da ciddi
değişimlerden geçti. İşin aslı, gelecekte yaşayacağımız pek çok durumu biraz
daha erken, yeni normal dediğimiz bu dönemde yaşamaya başladık.
Yeni çalışma düzenleriyle birlikte
uzaktan veya yarı zamanlı çalışma, dijitalleşen araçların kullanımı ve
otomasyon iş yapış şekillerimizi tümden değiştirdi. Artık teknolojinin hâkim
olduğu yeni bir çalışma dünyasıyla karşı karşıyayız. Devasa ofisleri bırakıp,
daha küçük ofislerde yarı zamanlı çalışmaya başladık. Üniversitelerde hibrit
eğitim verilmeye başlandı. İş dünyası yapısal bir değişim yaşarken, teknoloji
ve dijitalleşme de kurumların en önemli gündem maddelerinden biri oldu.
Değişmeyen tek şeyin değişim olduğunu tecrübe ederek
öğrendiğimiz bu dönem, geleneksel yöntemlerden sıyrılma, yeni çalışma hayatının
yeniden düzenlenmesi, yeni teknolojilere adaptasyonu kaçınılmaz kılıyor.
Yaşanmakta olan küresel ekonomik sorunlar, küresel jeopolitik
belirsizlikleri artırırken, çok kutuplu düzene geçiş daha da hızlandı.
Bugün şirketlerin
performanslarının göstergesi olan rakamsal değerler artık tek başına şirketin
gelecekteki değerini göstermiyor. Şirket performansının ve göstergelerinin
sürdürülebilirliği daha da önemli olmaya başladı. İnsanlar, firmaların çevreye
ve insan yaşamına karşı daha duyarlı olmalarını bekliyor.
Çevresel
sorunların daha da gün yüzüne çıkması, kaynakların doğru ve etkin kullanılmasına
ilişkin toplumsal bilincin artması, sürdürülebilirliğin gelişimine önemli bir katkı
sağlıyor.
Herkes
için değer yaratmanın öncelik ve önem kazandığı bu dönemde, şirketler kar elde
ederken bir yandan da dünyamızın doğal kaynaklarına karşı etik açıdan sorumlu
davranmayı esas almalı. Yaşanılan
ve yaşanmakta olan büyük sıkıntılara rağmen toplumsal duyarlılık ve farkındalık
ile birbirimize umut, devam eden hayatın sürdürülebilir geleceği için tedbirli
ve özenli yurttaş ve toplum bilinci ile yarınlara sorumluluğumuzun farkında
olmalıyız.
O halde, iş ve meslek insanları olarak; toplumsal ve kurumsal
hayatın içinde insanlık, ülkemiz ve dünyamız için akıl terimizle sağlıklı
geleceğe değer yarattığımızın, sorumluluk taşıdığımızın farkında olarak, bu
farkındalığı toplumsal ve kurumsal hayata yansıtmalıyız.
İş ve meslek
insanları olarak, rakamlardan oluşan finansal raporların yanı sıra ekonomik,
çevresel ya da sosyal konularla ilgili farkında olarak ve bu alanda fark
yaratarak yaşadığımız dünyaya katkı sağlayacağımıza inanıyorum.
Dijitalleşmenin şekillendirdiği bu süreçte; değişim ve
dönüşüme rehberlik eden, bilgi toplumunun sunduğu imkânlarla gelecek odaklı
işlevler üstlenerek bulunduğumuz eko-sistemi etkileyebileceğimiz görüşündeyim.
İçinden geçtiğimiz küresel salgın süreci, düne kadar
öngörülerle, uz görülerle zamana yayılan, gelecek vadeli konuştuğumuz değişim
ve dönüşümü bugün bizlere yaşatıyor.
Bu yeni dönemde, farklı beceri ve yeteneklere sahip insan
kaynağına ihtiyaç duyuluyor. Yeni ihtiyaç ve beklentileri, yönetilmesi gereken
riskleri ve fırsatları anlayarak, güvence, fayda ve değer sağlamanın yeni
yaklaşımlarını geliştirmek kurumsal hayatımızın öncelikli gündemini
oluşturuyor.
Bu yeni dönemi, bir fırsata dönüştürmek mümkün. Kurumsal
hayatta başlatacağımız bir kontrol okuryazarlığı seferberliğiyle, değişim ve
dönüşüm sürecini geleceğe ortak olmak hedefiyle bir fırsata dönüştürülebileceğimiz
kanaatindeyim.
Kontrol okuryazarlığı, kurumsal hayatta her seviye çalışan ve
yöneticiyle birlikte tüm pay ve menfaat sahiplerinin kurum içi kontroller
konusunda farkındalığını ifade ediyor. Kurumsal sürdürülebilirlik kontrol
edilebilir bir yapı, kurumsal yönetim ilkeleri ile uyumlu yönetim anlayışı
gerektiriyor.
Kurumsal risk ve fırsatların yönetilmesinde analitik
teknolojilerden faydalanan, robotik süreç otomasyonu, yapay zekâ kullanan,
gerçek zamanlı izleme ve raporlama sağlayan iş dünyasında kontrol
okuryazarlığının geliştirilmesinde, yaygınlaştırılmasında yönetim kurullarının
liderliğine, iç denetçilerin rehberliğine ihtiyaç duyuluyor.
Şirketlerimizde yönetim kurullarının liderliğinde, iç
denetçilerin rehberliğinde başlatılacak kontrol okuryazarlığı seferberliğiyle,
şeffaf kurum ve güçlü toplum yaratmalı ülkemize değer katmalı ve dünyaya örnek
olmalıyız.
Küresel olarak yaşanan değişim ve dönüşüm sürecinde, geleceğe
ortak olmak için yarınlara hazır olmanın yolu, kontrol okuryazarlığından
geçiyor.
İş dünyamızın tüm paydaşlarını risklerin ve fırsatların
yönetilmesinde kontrol okuryazarlığı konusunda kurumsal hayatta farkındalık
yaratmak için seferberliğe davet ediyorum.
Ali Kamil UZUN
Türkiye İç Denetim Enstitüsü Kurucu ve Onursal Başkanı
Yorumlar