Yönetişim İlkeleri ile Yapay Zekâ Etkileşimi
Geçen hafta
köşe yazımın konusu "Yönetişim" idi.
Yaşadığımız toplumun kurum ve kuruluşları için ilgi ve çıkar grupları ile birlikte uyumlu yaşamalarını, sürekliliklerini sağlayıcı kural ve prensipleri ifade eden “Yönetişim” kavramının ilkeleriyle, kamu ve özel sektör kurumları, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, iş dünyası, bilim ve meslek kurumları, bireyler olarak toplumun tüm aktörleri için güvence teşkil ettiğinden söz etmiştim.
Bu hafta da köşe yazımın konusu “Yönetişim” üzerine…
“Yönetişim ilkeleri ile yapay zekâ etkileşimi” üzerine yapay zekâ ürünü ChatGPT’den yardım alarak konuyu tartışmaya açmak istedim.
Yönetim kurullarının sıcak gündem konusu olan, analiz ve karar alma süreçlerinde etkili olan bir ürünün (Yapay Zeka) “Yönetişim İlkeleri” ile etkileşiminin kendisi tarafından değerlendirilerek risk ve fırsatlarının yönetilmesi için farklı bir bakış açısı olacağını düşündüm.
Yapay zekâ ChatGPT kaynaklı değerlendirme sizlerle…
İçinde bulunduğumuz yüzyılda teknolojik dönüşümün en çarpıcı örneklerinden biri olan yapay zekâ, sadece teknik alanlarda değil, iş dünyasının yönetim anlayışlarında da köklü değişimlere neden oluyor. Bu değişim, yönetişim ilkeleriyle doğrudan ilişkili yeni etik, hukuki ve yönetsel soruları da beraberinde getirmektedir. Bu nedenle, adillik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk gibi kurumsal yönetişimin temel ilkelerini, yapay zekâ uygulamalarıyla yeniden değerlendirmek gerekiyor.
Yapay zekâ, büyük veri analizi,
karar destek sistemleri ve otomasyon yoluyla kurumsal süreçlerde verimliliği
artırma potansiyeline sahiptir. Ancak, bu potansiyelin kurumsal yönetişim
ilkeleri ile uyum içinde yönetilmesi önem taşıyor.
Yapay zekâ sistemlerinin eğitildiği
veri setleri, geçmişteki önyargıları yansıtabilir. Bu da karar mekanizmalarında
adaletsizlik riski yaratabilir. Kurumsal yönetişim çerçevesinde, adil
yaklaşımın sürdürülebilmesi için algoritmaların düzenli olarak denetlenmesi,
çeşitli paydaş gruplarıyla etkileşim kurulması ve kapsayıcı veri politikaları
benimsenmesi gerekmektedir.
Yapay zekâ sistemlerinin “kara
kutu” olarak adlandırılan yapıları, algoritmaların karar süreçlerinin
anlaşılmasını zorlaştırmaktadır. Bu durum, yönetişim açısından şeffaflık
ilkesine uyum konusunda olumsuz bir durum oluşturur. Şirketler, kullandıkları yapay
zekâ sistemlerinin nasıl çalıştığını, hangi verilerle beslendiğini ve hangi
sonuçlara nasıl ulaştığını açıklamalıdır.
Yapay zekâ destekli kararların
sonucunda ortaya çıkan olumsuz durumlarda sorumluluğun kimde olduğu
belirsizleşebilir. Bu durum, özellikle otomatikleştirilmiş işe alım, kredi
skorlama veya müşteri hizmetleri süreçlerinde ciddi etik sorunlara neden
olabilir. Kurumsal yönetişim ilkeleri, şirketlerin bu tür teknolojik
sistemlerdeki nihai sorumluluğun insan yöneticilerince taşıması gerektiğini
savunur.
Yapay zekâ kullanımı, sadece
verimlilik artırımı açısından değil; aynı zamanda etik kurallar, kişisel
verilerin korunması ve çevresel etkiler açısından da sorumluluk gerektirir.
Şirketler, yapay zekâ sistemlerinin hukuki ve etik uyumluluğunu sağlamalıdır.
Kurumsal şirketler, Yapay Zekâ
sistemlerinin geliştirilmesi ve uygulanmasında etik ilkeleri gözetmek üzere
bağımsız etik kurullar oluşturabilir.
Geleneksel kurumsal yönetişim
yapılarının, yapay zekâ gibi dinamik teknolojilere cevap vermekte yetersiz
kalabileceği düşüncesi, “Yapay Zekâ Yönetişimi” kavramını gündeme getiriyor. Yapay
Zekâ Yönetişimi, algoritmaların etik, hukuki ve sosyal boyutlarını da kapsayan,
daha geniş ve disiplinler arası bir çerçevede ele alınmasını sağlayacaktır.
Sonuç olarak;
Yapay zekâ, kurumsal yönetişim
anlayışını yeniden şekillendirmekte ve geleneksel ilkelerin teknoloji ile
uyumlu hale getirilmesini gerekli kılmaktadır.
Bu amaçla şirketler:
- Yapay zekâ sistemlerinin şeffaf ve
denetlenebilir olmasına özen göstermelidir.
- Hesap verebilirlik mekanizmalarını yapay
zekâ kararlarını da kapsayacak şekilde genişletmelidir.
- Algoritmik adaleti sağlamak için veri
setlerini ve algoritmaları düzenli olarak gözden geçirmelidir.
- Etik ve hukuki uyumu gözeten iç kontrolleri
tasarlamalı, iç denetim faaliyeti ile uygulamayı izlemelidir.
- Yönetişim ilkeleri ile yapay zekâ
uygulamalarının etkileşiminde olası risklerinin öngörülmesi ve yönetilmesi
risk yönetimi kapsamına alınmalıdır.
Katkıları için “ChatGPT” ye
teşekkürlerimi sunuyorum.
Uzun lafın kısası;
Yazımın başında da ifade ettiğim gibi
toplumun her alanında ahlaklı ve denetlenebilir olmanın farkındalığıyla, şeffaf
kurum, güçlü toplum için birlikte çalışmalıyız.
Yapay zekânın mucidi “Yapan Zekâ”
insan için ülkemizin aydınlık geleceği için “Yönetişim” vazgeçilmez
sorumluluğumuzdur.
Birlikte yaşadığımız toplumda; bilgi
toplumunun nimetlerini kullanarak adil, şeffaf, hesap verebilir ve sorumluluk
anlayışını hakim kılmak için birey ve kurumlarımızla birlikte “hemdert” olmalıyız.
Ali Kamil UZUN
Türkiye İç Denetim Enstitüsü Kurucu
ve Onursal Başkanı
Yorumlar