MERAK VE GÜVEN
Medeniyet tarihinde, merak ve güven duygularının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Keşfetme tutkusu ve hazzı, bugün kullandığımız birçok aracı ve sahip olduğumuz imkânları borçlu olduğumuz bu merakın bir eseridir. İlkel çağlarda dağın ardında ne olduğunu öğrenmek istemekle başlayan, berrak bir gece, gökyüzünde göz kırpan cisimlerin tanımlanması ihtiyacıyla devam eden, daha sonra yeni kıtaların peşine düşme ve yeni ufuklar arama serüvenleriyle tetiklenen bu duygu, belki bu satırları okurken kullanımımıza çıkacak yeni bir ürünle devam edecektir. Keşifle somutlaştırabileceğimiz bu merak duygusu, bir yandan kişisel bir anlam ifade ederken, diğer yandan üretimine önayak olduğu artı değerler açısından toplumsal bir değer de kazanıyor. Kristof Kolomb 1492’de gemisinin dümeninde okyanuslar aşmaya hazırlanırken, bu keşfetme arzusu kadar sonradan yol açacağı toplumsal kazanımlarla da anılıyor. Bu nedenle keşfetme, bireysel tarihler için bir heyecan ve haz, medeniyet tarihi için ise bir değerd...