Kayıtlar

2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Etik Olmak ve Sürdürülebilirlik için; Karbon Ayak İzi ve Yıllık İzin Yönetimi

  Yaşadığımız dört mevsim, dört iklim mi? Sonbahar, kış, ilkbahar, yaz, her biri birbirinden farklı güzellikleri olan dört mevsim, dört iklim… Düne kadar böyle bilir, mevsiminde güzellikleri yaşardık… Ancak bugün yaşadıklarımız, iklim krizi içinde sayılan küresel ısınma, kuraklık, kıtlık, doğal afetler, büyük orman yangınlarıyla birlikte karşı karşıya olduğumuz riskleri düşündüğümüzde, yaşadığımız gezegenin geleceği için kaygı ve endişe duyuyor, yaşamın sürdürülebilirliği üzerine birlikte bir şeyler yapmanın gerekliliği üzerine yaşadıklarımızın bizleri düşünmeye sevk ettiğine inanmak istiyorum. İş dünyamızın, kurumsal hayatımızın aktörleri kişi ve kurumların karşı karşıya olduğumuz doğal kaynak riskleri ve insanın çevresel zararları konularında geleceğe sorumluluğu bulunuyor. Düne kadar sürdürdüğümüz yaşam biçimimizle, tutum ve davranışlarımızla yer küremizde iz ya da is bıraktık. Diğer bir ifadeyle karbon ayak izimiz ile değer yarattık ya da kirlettik. Bugün ektiğimizi biç

Cumhuriyet Vizyonuyla Muasır Medeniyet Ötesi Toplum Olmak

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 10. yıl nutkunda, çağının gerisinde kalan Osmanlı Devleti sonrası köylü toplum üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyetini, dünyanın en mâmur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkarmak, en geniş refah vasıta ve kaynaklarına sahip kılmak için az zamanda yapılan çok ve büyük işlere rağmen çok daha büyük işler yapılması mecburiyetinde ve azminde olduğumuzu ifade ediyor, Millî kültürümüzün muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkarılmasını hedef gösteriyordu. Anadolu topraklarında odağında İNSAN olan toplumsal bir değişim ve dönüşüm öngörülüyor, çağın toplumu ve devleti olmak için cumhuriyet insanı yetiştirmek gerekiyordu. Bu amaçla, Türkiye İktisat Kongresinin toplandığını, demir ağlarla dört baştan anayurdun örülmesi, her fabrika bir kaledir sözü ile sanayileşme ve planlı ekonomi, denk bütçe çalışmaları yapıldığını, köy enstitülerinin kurulduğunu görüyoruz. Söz konusu ekonomik alanlarda yapılanlarla birlikte siyasal, toplumsal, hukuksal ve kültürel alanlar

CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN!

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını karşıladığımız, yüzüncü yılını kutladığımız bugün, meslek ailesi olarak ne mutlu ki bizlere, birlikte olmanın gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Meslek ailesi olarak, bu kutlu günde birlikte olmanın gurur ve mutluluğunu yaşarken, yıllar önce başlattığımız bir cumhuriyet yolculuğu olarak sürdürdüğümüz gelecek yolculuğunun kurumsal belleğimizde ve gönüllerimizde yer almasının bahtiyarlığını yaşıyoruz. Gençlerimizle birlikte başlattığımız gelecek yolculuğuna ilham kaynağı olan ulusal bağımsızlık destanımızın ruhunu oluşturan değerlerimizin, hayal ettiğimiz geleceği inşa etmek için ihtiyacımız olan öz motivasyon gücünü sağlayacağına, bizi yarınlara taşıyacağına inancımızla, 2015 yılında “Gelecek için değerlerimizi bilmek” temasıyla Çanakkale’de başlayan, 2017 yılında “Geleceği hisset, Kendini fark et, Harekete geç” temasıyla Sakarya, 2019 yılında “Güneş ufuktan, gelecek umuttan doğar” temasıyla Samsun, 2021 yılında “Gelecek sensin, İleri!” temasıyla Afyon

Uluslararası XXVII. Türkiye İç Denetim Kongresi - Açılış Konuşması

Bir Cumhuriyet hikâyesi olan Türkiye İç Denetim Enstitüsü’nün büyük aile buluşmasında birlikteyiz. Mesleğin 4 profesyonelinin girişimi ile 14 Aralık 1994 tarihinde İstanbul’da başlayan hikâyemiz, 19 Eylül 1995 tarihinde 47 kurucu üye ile ortak bir hayalin ifadesi olarak kurumsal kimlik kazanıyor, 2 Ekim 1995 tarihinde düzenlenen ilk uluslararası iç denetim sempozyumu ile küresel ve ulusal meslek ailemizi kucaklıyor, 1 Mayıs 1997 tarihinde ilk Türkiye İç Denetim Kongresi’nin gerçekleştirilmesiyle bugünlere uzanan, hayalleri olan, heyecan ve coşkularını, cesur ve özverili emeklerini, gönül sermayelerini katan kahramanların adanmışlık destanı olarak karşımızda duruyor. Bir cumhuriyet kurumu ve değeri olan Enstitümüz, meslek ailemizin cumhuriyetidir. Birlikte var ettiğimiz bu değer, nesilden nesile sizlerle var olacaktır! Cumhuriyetimizin Kıymetli Evlatları, Sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Hoş geldiniz! Çok özel bir ayda, Cumhuriyet ayında birlikteyiz. Kutlu ols

GELECEK ZİRVESİ 2023 - Zirve Açılış Konuşması

  Meslek Ailemizin Değerli Paydaşları, Saygıdeğer Bilim, İş ve Meslek İnsanları, Sevgili Gençler,   Sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Hoş geldiniz! İki yılda bir düzenlediğimiz Gelecek Zirvesi’nin beşincisini “Düşlediğin Gelecek Değerlerinden Gelecek” temasıyla Ankara Üniversitemizin ev sahipliğinde gerçekleştiriyoruz. Ankara’nın Cumhuriyetin Başkenti oluşunun 100. yıldönümünde birlikteyiz. Kutlu olsun! Gelecek Zirvesi etkinliklerimiz, dün gerçekleştirilen Anıtkabir ve Kurtuluş Savaşı Müzesi ziyaretlerimiz ile başladı. Muzaffer ve devrimci lider, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü kabrinde sevgi, saygı ve şükranlarımızla andık. Milli mücadelenin yönetildiği, milli egemenlik düşüncesinin gerçekleştirildiği, cumhuriyetin ilan edildiği, ulusal bağımsızlığımızın anıtı olan ilk meclis binası, Kurtuluş Savaşı Müzesini ziyaretimizde tarifi mümkün olmayan duygular yaşadık. Değerli Bilim ve Meslek İnsanları, Sevgili Gençler, Ülkemizin ve meslek ai

Gelecek Zirvesi 2023 - TBMM Kurtuluş Savaşı Müzesi (I. TBMM Binası) Özel Oturum Konuşması

  Türkiye Cumhuriyetinin Kıymetli Evlatları, Milli mücadelenin yönetildiği, milli egemenlik düşüncesinin gerçekleştirildiği, cumhuriyetin ilan edildiği, ulusal bağımsızlığımızın anıtı olan tarihi mekânda birlikteyiz. Mondros Mütarekesi ile tarihten silinmek istenen bir milletin yedi düvele karşı ilelebet varlığını haykırdığı, geleceğini inşa ettiği mekânın içindeyiz. Muzaffer ve devrimci bir liderin milleti ve ordusuyla kazandığı zaferlerin taçlandığı yerdeyiz. Hayallerinden asla vazgeçmeyen inançlı, tutkulu ve coşku dolu yurtsever insanların ilham veren,   gelecek için hayalleri olan herkese, bu hayalleri gerçekleştirmede güven ve cesaret veren, yol gösteren öykülerinin bulunduğu tarihi kurumsal bir değerin içindeyiz. 100. yılında, Cumhuriyetimizi ilelebet payidar kılacak değerlerimizin mevcut olduğu hafızanın içindeyiz. Ne mutlu ki bizlere, milletimizin öz ve aziz varlığı olan Cumhuriyetimizin evlatları olarak kutlu günün yaşandığı tarihi mekânda birlikte olmanın gurur

Atatürk’ün Etik Mirası üzerine…

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını karşıladığımız, 100. yılını yaşadığımız bu dönemde, Cumhuriyetimizin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 10. yıl nutkunda ifade ettiği “Millî kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız.” sözleri aklıma geliyor. Kurtuluş savaşına başladığımızın 15’inci yılında, cumhuriyetimizin 10’uncu yılının kutlandığı yıldönümünde, 29 Ekim 1933’de, kurucu liderimizin evrensel ilke ve değerlere bağlılığın ifadesi modern Türkiye hedefini ortaya koyarak, yaşadığı çağın ötesine ilham veren liderliğinin bugünün koşullarında anlam ve değerini düşünüyorum. Atatürk’ün tutum ve davranışları ile evrensel ilke ve değerlere olan bağlılığını gösteren düşünce ve eylemlerinin anlatıldığı, bugün ve geleceğe ilham verecek yaşanmış hikâyelerin yer aldığı kaynaklardan da anlaşılacağı üzere, kurucu liderimizin gösterdiği hedeflere ulaşılmasında önemli rol ve sorumluluklarımızın bulunduğu, rol ve sorumluluklarımızın gereğinin yerine getirilmesinde ise etik d

Sivil toplum kuruluşlarının hesap verebilirliği üzerine…

  Sivil toplum kuruluşlarının paydaşlarına, topluma olan sorumluluklarının yerine getirilmesinde hesap verebilirliğin rolü üzerine görüşlerimi aşağıda başlıklar halinde paylaşıyorum. Sivil toplum kuruluşlarında kurumsal yönetimin önemi STK’ları, toplumdan sağladığı kaynaklardan yarattığı katma değeri, amacı için topluma geri veren, sosyal fayda sağlayan kurumlardır. STK’ların kurumsallaşmasında yönetim organlarının niteliği önemlidir. STK’da yönetim organları zamanını, bilgi ve deneyim birikimlerini, becerilerini özverili ve gönüllü adanmışlıkla paylaşacak, değer yaratacak kişilerden oluşmalıdır. STK’lara liderlik edecek olanlar, kişisel çıkar gözetmeksizin, karşılıksız hizmet vermeyi ilke edinmiş, katkılarını “aklının zekâtını vermek” olarak düşünenler olmalıdır. Bu kurumlarda; kurumsal devamlılığın güvencesi olan şeffaf ve hesap verilebilir kurumsal yapı, hukukun ve kurum amaçlarının gereklerinin yerine getirilmesine azami dikkat ve özen gösteren, kuraldışı eylemlere bilerek ve i

Sürdürülebilirlik için; Ayak İzin ve Yıllık İzin…

Sonbahar, kış, ilkbahar, yaz, her biri birbirinden farklı güzellikleri olan dört mevsim, dört iklim… Düne kadar böyle bilir, mevsiminde güzellikleri yaşardık… Ancak bugün yaşadıklarımız, iklim krizi içinde sayılan küresel ısınma, kuraklık, kıtlık, doğal afetler, büyük orman yangınlarıyla birlikte karşı karşıya olduğumuz riskleri düşündüğümüzde, yaşadığımız gezegenin geleceği için kaygı ve endişe duyuyor, yaşamın sürdürülebilirliği üzerine birlikte bir şeyler yapmanın gerekliliği üzerine yaşadıklarımızın bizleri düşünmeye sevk ettiğine inanmak istiyorum. İş dünyamızın, kurumsal hayatımızın aktörleri kişi ve kurumların karşı karşıya olduğumuz doğal kaynak riskleri ve insanın çevresel zararları konularında geleceğe sorumluluğu bulunuyor. Düne kadar sürdürdüğümüz yaşam biçimimizle, tutum ve davranışlarımızla yer küremizde iz ya da is bıraktık. Diğer bir ifadeyle karbon ayak izimiz ile değer yarattık ya da kirlettik. Bugün ektiğimizi biçiyoruz… Yaz sıcaklarını yaşadığımız, yıllık

Ahlâk, akıl ve denetlenebilirliğe açıklık hayat üçgenimizdir...

Küresel meslek örgütümüz IIA tarafından, tüm dünyada mesleğin tanınması, tanıtılması, iç denetimin toplum, iş hayatı ve işletmeler için kurumsal işlevi ve katma değerinin anlatılması, anlaşılması amacıyla, MAYIS ayı tüm dünyada uluslararası iç denetim farkındalık ayı olarak ilan edilmiş ve dünya çapında iç denetim bilincini oluşturma çabalarına odaklanılacak bir ay olarak belirlenmiştir.  Meslek ailemiz için özel bir anlam taşıyan mayıs ayını bu yıl toplum olarak her alanda farkındalığımızın sınandığı bir ay olarak yaşıyoruz. Cumhuriyet tarihimizin en fazla can kaybının yaşandığı, çok geniş bir bölgede hissedilen, milyonlarca yurttaşımızı etkileyen bir felaketin derin üzüntüsü ile denetimin ve liyakatin ne elzem konular olduğunun bir kez daha yaşayarak öğrendik.  Depremde hayatlarını kaybeden yurttaşlarımıza rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır, yaralılara acil şifalar diliyorum. Kamuoyuyla paylaşılan bilgiler, yapılan açıklamalar değerlendirildiğinde, denetimin toplum ve il