Üç tekerlekli bisiklet
Zaman zaman insan bir kenara çekilip, geçmişi akıl süzgecinden geçirmeye başlıyor. Doğruları yanlışları tartmaya, farklı davransaydım nasıl olurdu diye de kendine sormaktan duramıyor.
Kendimi
bazen çocukluğumu bazen gençliği düşünürken buluyorum.
Alınmış
kararların sonuçlarını o zaman idrak edemesem de uzaktan değerlendirdiğimde
kendime yeni ufuklar kazandırıyorum.
Aslında
geçmişe yaptığım yolculuklarda geleceğimi kuruyorum demek çok iddialı olmasa
gerek.
Çocukluğumdan
bir anımla devam ediyorum.
Bisiklet
binme yaşıma geldiğimde babam beni bisiklet almaya Tahtakale’ye götürmüştü.
Etrafımda çeşit çeşit rengârenk bisikletler vardı.
Hangisine
bakacağımı hangisini deneyeceğimi bilmiyor, o bisikletlerin arasında sevinçten
havalara uçuyordum. O çocuk sevinci, yazarken bile hala içimden taşıyor.
O
kadar heyecanlıyım ki, hemen sürmek istediğim iki teker bisikletle birkaç
deneme yaptım. Olmadı, dengemi bulamadım, düştüm, canım yandı.
Babam
da üzerime çok düşüyor, baktı ki, ben iki tekerlekli bisiklet süremeyeceğim, üç
tekerlekli bisiklet alarak eve döndük. O bisikletimi de çok sevdim. Sokakta
arkadaşlarımla birlikte sürdük, çok eğlendik ama hayatım boyunca ben iki
tekerlekli bisiklete binmeyi hiç denemedim.
Babam,
düşersem canım yanar, kolumu, bacağımı kırarım diye iki tekerlekli bisiklet
almamıştı ve o deneyim bana bugün de dâhil böyle tekrar iki tekerlekli bisiklet
heyecanını yaşatmadı.
Hayatımız,
profesyonel iş hayatımız aslında iki tekerlekli bisiklete binmek gibi. Pedalı
çevirdikçe ayakta kalıyorsunuz ve bisiklet sizi taşıyor. Pedalı sürekli
çevireceksiniz ki, bisiklet yani hayat sizi taşısın. İki tekerlekli bisikleti
hayatımın sonraki dönemlerinde denememiş olsam da ben de bu hayat bisikletinin
üzerinden düşmemek üzere pedal çevirmeye devam ediyorum. Bazen şunu
düşünüyorum. Belki o iki tekerlekli bisiklet alınsaydı ve ben düşe kalka
sürmeyi öğrenseydim…
Tabi
ki, tecrübem olacaktı.
Düşecektim,
kalkacaktım tekrar binecektim. Hayatta öyle kararlar vermem gerekti ki, belki
risk almaktan vazgeçtim belki risk alarak bazı inisiyatifler noktasında cesur
davranamama duyguma etkisi olmuş mudur diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
Mutlaka
hayatımızın bir noktasında, geçmişte yaşadıklarımız bizi etkilemiştir.
Bir
düşünürün "Ustalaştığınız şeyin ötesinde bir şeylere yönelmedikçe asla
büyüyemezsiniz" sözleri de bizlere sürekli değişimi ve gelişimi işaret
ediyor.
Bunu
da Ömer Hayyam’ın şu dörtlüğü çok güzel ifade ediyor…
“Bir
sır daha var, çözdüklerinden başka
Bir
ışık daha var, bu ışıklardan başka
Hiçbir
yaptığınla yetinme, geç öteye
Bir
şey daha var, bütün yapıtlardan başka.”
Uzun
lafın kısası;
Hayat,
hayat bisikletinin üzerinde pedal çevirmeye değer…
Ali
Kamil UZUN
Türkiye
İç Denetim Enstitüsü Kurucu ve Onursal Başkanı
Yorumlar