SOSYAL MEDYAYI ANLAMAK
"Kollu, şeritli hesap
makineleri, mekanik, elektrikli daktilolar, kalamozalardan oluşan büro ve kayıt
malzemeleri, telgraf ve teleks ile iletişim, PTT santralleri aracılığıyla yapılan
şehirlerarası ve uluslararası görüşmeler... " Bunlar, benim yaşıtlarımın
anımsadığı, zamanında kullandığımız bilgi ve iletişim teknolojisinin ürünleriydi.
Geçmiş zamanın teknolojisi ile geçmişin çalışma ortamı ve iş yapış biçimleri de
doğal olarak bugünden çok farklıydı. Her şey, görünen ortamda, elle tutulur, dokunulur ilişkiler içinde
yaşanıyordu.
Bugünün sanal ortamında ise her
şey o kadar hızlı yaşanıyor ve değişiyor ki, geçmiş zamanın teknolojisini
yaşayanlar bile, bu deneyimlerini hafızalarında canlandırmakta güçlük çekiyor. Bu
kuşak, ilgili yöntem ve araçları sanki hiç yaşamamış gibi geçmiş teknoloji ve
iş tecrübelerini son kullanma tarihi geçen bir mal gibi kendi hafıza
raflarından indirdi.
Geriye dönüp bakarken, geçmişi
hafızamda canlandırıp bugünü düşündüğümde, insanların ve kurumların
iletişim ve etkileşimindeki inanılmaz değişimi yaşayabilme imkanını bulduğum
için kendimi şanslı hissediyorum.
Değişim, gelişim ve ilerlemedir.
Bilgi ve iletişim teknolojisinde devrim sayılabilecek değişim ve gelişim
dünyamızı küresel bir ağa dönüştürdü. Bizi geçmişten koparan, dünyamızı küresel
ağa dönüştüren teknolojinin karşılıklı etkileşim gücü, mümkün olanın en iyisini
yapmayı kaçınılmaz kıldı. Böyle bir dünyada sürdürülebilir bir varoluş için
değişim, gelişim ve ilerleme ancak yeni yetkinlikler kazanılarak, yeni
deneyimler edinerek sağlanabilir.
Bugün dünyanın dört bir yanından internet bağlantısı olan herkes
görüşlerini duyurabiliyor, hemen her konuda görüş ve deneyimlerini paylaşabiliyor.
Siz bu yazıyı okurken, muhtemelen birileri internet ortamında şirketiniz
hakkında bir şeyler yazıyordur. İnternet ile başlayan bu ağ iletişimi bugün
sosyal medya denilen bir mecrada hızlı ve yaygın bir iletişim gücüne dönüştü.
Siz ve şirketiniz bu mecrada yer almıyor olabilirsiniz, ancak siz ve şirketiniz
hakkında bu mecrada bir şeyler yazılıp, paylaşılıyor olabilir. Bu nedenle kaçınılmaz
bir etkileşim ile karşı karşıya olduğumuz sosyal medya mecrasını anlamak, bu
konudaki fırsat ve riskleri değerlendirmek için bu alanda stratejik bir
yaklaşım geliştirmenin gerekli olduğu bir süreci yaşıyoruz.
Geçmişin bilgi ve iletişim teknolojisinin sınırları, bugünün sınırsız
olan sosyal medya fırsatları ile birlikte risklerini de beraberinde taşıyor. Peki,
yeni gelişmekte olan bu iletişim mecrasını nasıl değerlendirmeliyiz?
Gelişmelere baktığımızda iki yaklaşımın şirket ve kurumlar için ciddi
riskler taşıdığına dikkat çekebiliriz. Bu iki yaklaşımdan biri sosyal medyayı
yok sayarak, onun dışında kalabileceğinizi düşünmek; ikincisi de sosyal
medyanın dışında kalmamak adına, bu dünyanın içine kontrolsüz bir şekilde girmektir.
Uygulamada görüyoruz ki her iki yaklaşım da şirket ve kurumlar için iyi
sonuçlar doğurmuyor. Bu iki yaklaşımın sonuçlarından hareketle önerilen üçüncü
bir yaklaşım, sosyal medyanın değerini anlayan, konuyu ayrıntılarıyla
değerlendiren, bu amaçla gerekli adımları atmak suretiyle sosyal medya içinde
yer alan yöntemdir. Böylece, bu stratejiyi benimseyen şirket ve kurumlar sosyal
medyanın değerini anlayan ve risklerini de görebilen şirket ve kurumlar olacak,
yaşamakta olduğumuz bu dönüşüme sürdürülebilir uyum sağlayacaktır.
Ali Kamil UZUN
Türkiye İç Denetim Enstitüsü Kurucu
Başkanı
Yorumlar