Üstatlık Üzerine...

“24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesi ile öğretmenlerimize ve üstatlarımıza şükranlarımızla...”


Mesleğe “merhaba” dediğimiz ilk günlerde katıldığımız yetiştirme programında tanıştığımız “üstat” sözcüğü, ilk sorguladığımız kavram olmuştur. Daha sonra, mesleki yetişme ve gelişmede, mesleğin uygulamasında “usta- çırak” ilişkisinin kritik rolünü yaşayarak gördük, üstatlığın ne anlama geldiğini öğrendik.

Üstat; işi bilen, öğreten ve yetiştirendi. Bu görevini, yaşadıklarını bilgi ve becerileri harmanlayıp aktararak yerine getiriyordu. Üstadın yaşadıkları, yanlış ve doğruları ile elde ettiği deneyimlerdi. Diğer bir ifadeyle denenerek öğrenilmiş bilgilerdi. Emek ve zaman harcanmış, kimi zaman bedeli çok pahalı olan, hatta kitaplarda yazılmamış uygulama örnekleri idi.

Sonuç olarak, mesleğin yenisi olduğumuz “çıraklık” döneminde, eskilerin deyimiyle “üstatların rahle-i tedrisinden” geçtik.

Üstatlık geleneği bugün de sürüyor.

Ancak, küresel ve organizasyonel değişimler, teknoloji, yasal düzenlemeler, sanal alemin sunduğu yeni bilgi kaynakları, dün “ne olduğu” için sorguladığımız üstatlığın bugün “ne olacağı” için sorgulanmasını gerektiriyor. Yazımızın konusunu oluşturan bu sorgulama, aynı zamanda mesleğin profesyonelleri olarak geleceğimizin de sorgulanması anlamına geliyor.

İç denetimin, sadece kontrol sistemlerinin gözden geçirildiği bir süreçten, organizasyonel riskin değerlendirilerek, kontrol sistemlerinin etkinliğinin güvence altına alınmasına yönelik bir sürece dönüşmeye başladığı günümüzde, yeni görev performansına uygun bilgi, beceri ve yaklaşımları içeren iç denetçi yetkinlikleri gerekiyor. Risk Yönetimi, süreç ve değişim yönetimi, bilgi teknolojisi yeni yetkinlikleri belirleyen bilgi ve beceri alanlarını oluşturuyor. Söz konusu yeni yaklaşımları, yaşı, bilgi ve deneyim birikimi ile dünden bugüne gelen “üstat” kavramı ile birlikte değerlendirdiğimizde, mesleğin geleceğinde “üstatlık yok olacak mı” ilk akla gelen soru oluyor. Bu sorunun yanıtı için sizleri daha fazla meraklandırmaya gerek yok. Yazımızın bundan sonraki bölümlerinde yer alan açıklamalarımızdan da anlaşılacağı üzere, sorunun yanıtı için “ kesinlikle hayır” diyebiliriz.

“Neden hayır?” sorusunun yanıtını merak ediyorsanız yazımızın bundan sonraki bölümlerini okumalısınız.

Üstadın işlevini, yaşadıklarımızı göz önüne getirerek yeniden algılamaya çalışırsak; Bilgi, deneyim, beceri aktaran, kurumsal kültür taşıyan, her türlü iş ve çevre koşullarına oryantasyonu sağlayan, davranış modeli olan, bilgi erişim ve kullanımını teşvik eden, değişim, gelişim ve değer yaratma fırsatlarını gösteren, kariyer yönlendiren, kurumsal ve durumsal bir lider modeli ile karşı karşıya olduğumuzu görürüz. Bu özellikleri ile üstat, kendi için bir değer ifade etmekten öte, çırak için değer yaratan, onu geliştiren, olgunlaştıran bir işlev görür, kendini çırağında ifade eder. Üstat, kendi değerlerini geleceğin ifadesi olan çırağına aktararak varlığını ve mesleki devamlılığını sürekli kılar. Bu nedenlerden ötürüdür ki; Teftiş Kurulları / Denetim Birimleri, kurum ve kuruluşların etik ve kültürel değerleri, iletişim ve en iyi uygulama becerileri, insan kaynakları yönetimi, değişim yönetimi için örnek teşkil ederler ve buna bağlı olarak denetçiler yönetim ve organizasyonun kritik pozisyonlarında kariyer fırsatları bulurlar. Böyle bir kurumsal gücün, dün ve bugün varolduğu gibi gelecekte de varolacak olması, mesleğin küresel ve organizasyonel değişimler, dinamik teknoloji ve her türlü yenilikler içinde varlığını gelişim ve değer yaratarak sürdüreceğinin güvencesi olarak değerlendirilebilir.

Dün, bizim için yepyeni olan ve çırak girdiğimiz bir dünya da bizi var eden üstat, bu becerisini değişimin yeni fırsatları ile birleştirdiğinde kendisi ve bizim için yeni mesleki tadların yaratıcısı, sunucusu olacaktır. Üstadın kılavuzluğunda sanal alemin sonsuzluğunda kaybolmadan bilgiye erişmenin ve onu bir değere dönüştürmenin keyfini yaşarken, çağdaş “peştemal kuşanma” olarak nitelendirebileceğimiz “mesleki sertifikasyon“ sınavında başarılı olarak üstadımıza birlikte başarmanın hazzını duyurmak, sözünü ettiğimiz yeni mesleki tadlardır.

Değişimin fırsatları ile profesyonelliğimizi desteklediğimizde geleceğin dinamiklerini anlamak kolaylaşacak, mesleki varlığımızı sürdürmek mümkün olacaktır.

Ulusal ve uluslararası mesleki örgütümüz, uluslararası mesleki standartlarımız ve sertifikasyon programımız ile sunulan gelişim ve değer yaratma fırsatlarını üstat ve çıraklar olarak birlikte değerlendirerek denetimin değişen dünyasında yerimizi almaya hazırlanırken, üstat olmanın sürekli iyi bir öğrenci olmayı, yenilikler ve değişim karşısında her zaman çırak kalmayı gerektirdiğini unutmayalım.

Biz olmamıza vesile olan üstatlarımıza şükranlarımızla...

Ali Kamil UZUN, CPA, CFE
Türkiye İç Denetim Enstitüsü Kurucu Başkanı
alikamil.uzun@gmail.com

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Baba sözü…

Hoş geldin yeni yaşım!..

SAWYER'S İç Denetçiler için Rehber Kitabının Türkçe Çevirisi Üzerine...