Bireysel, kurumsal ve toplumsal farkındalık için ...



Türkiye’de iç denetim mesleği ile ilgili farkındalığın miladı, 19 Eylül 1995 tarihinde 47 meslektaşımızla gerçekleştirdiğimiz Türkiye İç Denetim Enstitüsü’nün kuruluşudur.

Türkiye’de uluslararası standartlarda mesleki gelişim ve paylaşım platformu oluşturmak, meslekle ilgili değişimi ve geleceği yönetmek için 1995 yılında 47 meslektaşımız ile birlikte kuruluşunu gerçekleştirdiğimiz Enstitümüz; paylaşarak gelişmek, katılımla ilerlemek prensibi ile yola çıktığımız birlikte başarma düşüncemizin bir eseridir.

Birlikte başarma düşüncemizin eseri olan Enstitümüz, kuruluşu ile birlikte, birbirinden farklı kurumların temsilcileri olan bizleri buluşturmuş, bir araya getirmiş, birlikte paylaşım ve katılım arzumuzu harekete geçirerek, farklılıklarımızın zenginliğini, birlikteliğimizin sinerjisi ile değer yaratan bir güce dönüştürmüştür.

İç denetim alanında Türkiye İç Denetim Enstitüsü ile başlatılan farkındalık, bugün akademik, sivil, mesleki, sektörel, kamu, finans ve reel sektörde faaliyet gösteren kuruluşlarımızda ifade ve yayılım gösteren bir seviye ve birikime ulaşmıştır.

Dün, meslek adamları olarak Türkiye İç Denetim Enstitüsü ile başlattığımız mesleki farkındalık, bugün ülkemizin önde gelen kuruluşları ile kurumsal düzeyde bir farkındalığa dönüşmüştür.

İç denetim alanında sağlanan mesleki ve kurumsal farkındalığın toplumsal farkındalığa dönüşerek tüm ülke genelinde yaygınlık kazanması mesleğimiz ve ülkemizin geleceği için büyük önem taşımaktadır.

Toplumsal farkındalığın seviyesi, uluslararası standartlarla uyumlu mesleki uygulama, mesleğin yetkin ve nitelikli meslek mensuplarınca yürütülmesi için önem taşımaktadır. Uluslararası mesleki standartların ve sertifikasyonun ülke genelinde yaygınlaştırılması, iş dünyamız, şirketlerimiz, kamu kurum ve kuruluşlarımızın uygulamalarında, düzenleyici kurumların düzenlemelerinde referans olması sağlanmalıdır.

1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan yeni Türk Ticaret Kanunu, iç denetimin finans ve kamu sektörü ile birlikte reel sektörde gelişimi, yayılımı ve toplumsal farkındalık için önemli bir kilometre taşı olacaktır.

Yeni TTK ile iç denetime olan ihtiyacı ortaya çıkaran üç önemli düzenlemeden söz edebiliriz. Sermaye şirketleri için bağımsız dış denetim zorunluluğu, risklerin erken teşhis komitesi ve yönetim kurulunun vazgeçilemez ve devredilemez görevleri arasında iç denetime ilişkin hükümler ve bu hükümlere ilişkin kanunun gerekçeleri, iç denetime ve yetkin iç denetçilere olan ihtiyaç konusunda beklentileri arttıracaktır.

Yeni TTK ile birlikte başlayacak yeni dönemde, ülkemizin kurumsal yönetim kalitesine, yatırım iklimine ve küresel rekabet gücüne iç denetim aşağıda özetlenen katma değeri ile katkı sağlayacaktır.

• Şirket ve kurumların risk yönetimi, kontrol ve kurumsal yönetim süreçleri ile ilgili bağımsız ve tarafsız güvence sağlama ve danışmanlık faaliyeti olan iç denetim, yönetsel hesap verebilirliğin yerleşmesine imkan sağlayacaktır.

• İç denetim, işletmenin kurumsal yönetim uygulamalarına yönelik yaptığı etkinlik ve verimlilik değerlendirmeleri ile yönetimin bilinçlendirilmesi, adillik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk ilkelerine uygun yönetim uygulamalarının geliştirilmesi ve bu şekilde işletmenin kurumsal devamlılığı ve itibarının arttırılarak, amaçlarının gerçekleştirilmesine yardımcı olacaktır.

• İş süreçlerinin etkinliği ve verimliliği, mali raporlama sistemini güvenilirliği, yasa ve düzenlemelere uygunluk konularında makul bir güvence sağlamak için şirket yöneticilerince tasarlanan iç kontrol sisteminin geliştirilmesinde iç denetimin önemli bir rolü vardır. Böylece hata ve hilelerin, gelir ve varlık kayıplarının önlenmesi mümkün olabilecektir.

• İç denetimin risk yönetiminin bir parçası olarak önleyici bir niteliği de bulunmaktadır. İç denetim işletmedeki risk yönetim sistemine ilişkin yaptığı denetim çalışmaları ve değerlendirmeleri ile bu sistemi etkinleştirmede çok önemli bir role sahiptir. Böylece şirketlerin karşı karşıya kaldıkları riskleri bilmesi, ölçmesi, değerlendirmesi ve yönetebilmesi mümkün olabilecek, çeşitli risklerden kaynaklanan zararlar engellenebilecektir.

• İç denetçiler tarafından yapılan çalışmalar şirketin bağımsız denetime hazır olması açısından büyük önem taşımaktadır. İç denetçilerin gerçekleştirdikleri çalışmalar bağımsız dış denetçiler için önemli bir kanıt kaynağıdır ve denetçilerin işlerini kolaylaştırır. Ayrıca bağımsız dış denetçiler, iç denetçilerin çalışmalarından faydalanırlarsa denetim maliyetleri de azalacaktır.

• Şirketlerimizin yeni Türk Ticaret Kanunu’nun getirdiklerini dikkate alarak; mevcut insan kaynağı, teknoloji ve yetkinliklerini hızla gözden geçirmeleri, ihtiyaçları ile ilgili doğru iş ve çözüm ortaklarını seçebilmeleri, işletme genelinde eğitim ve bilgilendirme faaliyetleri düzenlemeleri gerekmektedir.

• Bu hazırlık ve uyum sürecinde işletmelerimizin iç denetim faaliyetinden yararlanmaları ve yeni dönemde iç denetim fonksiyonuna organizasyonları içinde mutlaka yer vermelerini tavsiye ediyoruz.

• Şirket bünyesinde etkin bir iç denetim fonksiyonunun oluşturulması her şirket ve kuruma katma değer sağlayacaktır.

Yeni TTK düzenlemeleri ile oluşacak ihtiyaç ve beklentiler çerçevesinde; uluslararası standartlarda iç denetim uygulaması, mesleğin uygulamacıları olan iç denetçilerin yetkinliği ve eğitimi konularında Enstitümüz Bakanlık, düzenleyici kurumlar ve şirketlerimizin ihtiyaçlarına cevap verebilecek imkanlara sahiptir.

Ülkemizde iç denetim mesleğinin uluslararası ve ulusal referans kaynağı olan TİDE, tüm mesleki birikimleri ile kamu ve düzenleyici kurumlara, şirketlerimize ve meslektaşlarımıza desteğini sunmaktan memnuniyet duyacaktır.

Öte yandan, ülkemizin dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olma iddiası bulunmaktadır. Bu iddianın ekonomi ve iş hayatındaki alt yapısının oluşturulmasında yeni TTK’ nın rolü bulunduğu kadar temiz toplum, şeffaf kurum ve dürüst bireylerden oluşan bir ülkenin yurttaşı olmak, denetimin rolü, işlevi ve katma değerinin bilinmesi, her birey ve kurum için gerekliliğinin anlaşılması ile mümkündür.

Ülkemizin aydınlık geleceğini ilgilendiren bu hedefe ulaşmak toplumsal farkındalığın gücüne bağlıdır. Toplumsal farkındalık ise ilköğretimde başlayan bir süreçtir. Bireyin ilk olarak aile ve yakın çevresinden aldığı bilgi, görgü, terbiye ve alışkanlıklar, okul çağına gelip ilköğretime başladığı an bir sistem ve disiplin ile değişim, gelişim göstererek bireyin geleceğine yön verir.

İlköğretimde başlatılacak bir eğitim seferberliği ile temiz ve şeffaf toplum olmak için denetim ve hesap verilebilirliğin yarının büyükleri, ülkemizin geleceği çocuklarımıza anlatılması, hayal dünyalarında yer bulmasının sağlanması toplumsal bir sorumluluğumuzdur.

Bu sorumluluğun gereğini yerine getirmek için tüm sivil ve mesleki kuruluşlar ilköğretimde temiz ve şeffaf bir toplum için toplumsal farkındalık seferberliğini başlatmalıdır.

Bu seferberliğin başlatılması için; sivil ve mesleki kuruluşlar tarafından bir sosyal sorumluluk projesi olarak sahiplenilmesi, toplumun her kesimi ile paylaşılması sağlanmalı, seferberliğe katılım ve destek için meslek adamları olarak rol üstlenilmelidir.

Meslek adamı olarak “Meslekte küresel gelişim ve mükemmelliğin paydaşı olmak” iddiamızı gerçekleştirmenin, birey olarak “Temiz toplum, şeffaf kurum ve dürüst bireylerden oluşan bir ülkenin yurttaşı olmak” hedefimize erişmenin teminatı çocuklarımız ile ülkemizin aydınlık geleceği için sıra dışı, farklı bir katkı ile farkındalık yaratalım.

Ali Kamil UZUN, CPA, CFE, MA, CRMA
Türkiye İç Denetim Enstitüsü Kurucu Başkanı
( alikamil.uzun@gmail.com)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Baba sözü…

Hoş geldin yeni yaşım!..

SAWYER'S İç Denetçiler için Rehber Kitabının Türkçe Çevirisi Üzerine...