MALİ OKURYAZAR OLMAK
Ülkemizin dünyanın gelişmiş ekonomileri arasında yer
alma hedefinin olduğu bu dönemde yeni ticaret kanunumuzun, şeffaf ve
denetlenebilir şirket yapısını ve özellikle küçük sermayedarın pay sahipliğinin
değerini artıracak unsurları da beraberinde iş hayatımıza getirerek, kurumsal
sürdürülebilirliği desteklemesi öngörülmekte idi. Özellikle uluslararası
muhasebe standartlarının ülkemizin muhasebe sistemi olarak kabul görmesi, şirketlerimizin
bağımsız denetim yolu ile denetlenmeleri yükümlülüğünün getirilmesi, şirketlerimizin uluslararası
arenada daha rahat ortaklıklar kurmalarına, daha rekabetçi ortamlara
kavuşmalarına, ödevlerini iyi yaparlar ise finans kaynaklarına daha kolay
ulaşmalarını sağlaması hedeflenmekte idi.
Ancak, yeni ticaret kanunumuzun yürürlüğe
gireceği sırada yapılan değişikliklerle uluslararası standartlarla uyumlu
muhasebe ve mali raporlama sistemi ve tüm sermaye şirketleri için öngörülen
bağımsız denetim uygulamasında geri adım atıldı. Bağımsız denetim için uygulama
kapsamı daraltıldı. Muhasebe ve mali raporlama sistemi için uluslararası
standartlara uyum bir başka bahara kaldı. Küresel ekonominin ticaretin
sınırlarını büyük ölçüde ortadan kaldırdığı bu çağda, ülkeler arasındaki yasal
ve mali düzenlemelerdeki farklar güvenilir finansal bilgi akışının önünde
önemli bir engel oluşturmaktadır. Bu yüzden ülkemizdeki ticari yaşamı düzenleyen
yeni ticaret kanunumuzun şirketlerimiz için uygun modern altyapıyı sağlayıp,
işletmelerin kamuoyu önündeki şeffaflıklarını artıracak ve Türkiye’yi küresel
rekabet boyutuna taşıyacak özelliklerinden biri olan muhasebe ve mali
raporlama, bağımsız denetim ile ilgili öngörülen düzenlemeleri büyük önem
taşımakta idi.
Yeni ticaret kanunumuzun anonim şirketler ve
şirketler topluluğu ile limited şirketlerin finansal tablolarının uluslararası muhasebe
standartlarına göre hazırlanması ve bu tabloların denetçi tarafından
uluslararası denetim standartlarına göre denetlenmesini zorunlu kılmasından
vazgeçilmesi, kapsamın daraltılması, ülkemizin dünya ekonomisinde küresel aktör
olma hedefi açısından önemli bir zafiyet yaratacaktır.
Yeni ticaret kanunumuzun yasama organında
kabul gördüğü içeriğinin yürürlüğe gireceği zaman değişikliğe uğramasında;
muhasebe, mali raporlama ve denetim konularında öngörülen düzenlemelerinin iş
hayatı için iddialı ve maliyetli olduğunu ifade eden ülkemiz için zamanın henüz
erken olduğunu söyleyerek değişime direnç gösteren kesimlerin etkisi olmuştur.
Tarih boyunca her yeniliğin, her değişimin karşısında direnç gösteren kesimler
olmuştur. Bu kesimlerin kısa dönemde sonuca etki etmesinde belirleyici olan
toplumsal farkındalık düzeyidir. Modern küresel ticaretin gerektirdiği
düzenlemelere, değişikliklere uyum sağlama ve iş süreçlerimizi bu gelişmelere
paralel şekilde yenilemenin zorunlu hale geldiği bir dönemde geri adım atılmasının
temel nedeni, çeşitli nedenlerle değişime müdahale eden kesimlerin yanısıra
toplumun mali okuryazarlık konusundaki farkındalık düzeyinde aranmalıdır.
Şirketlerin kurumsal sağlığı ve
sürdürülebilirliğinin temel göstergelerinden biri olan mali bilgilerin belirli
kesim ve kurumların dışında ilgi görmemesi, referans alınmaması toplumun mali
okuryazarlık düzeyinin gelişiminde olumsuz bir faktör olarak
değerlendirilmelidir.
Borsada işlem gören şirketlerle ilgili küçük
yatırımcının farklı saiklerle, referanslarla karar vermesi, halka açık şirket
sayısı, sermaye piyasalarının gelişim düzeyi, halka açık olanların dışında tüm
şirketlerin mali bilgilerine kolaylıkla erişilememesi, devletin şirket mali
bilgilerine vergi odaklı yaklaşımı, bilgi için muhasebe yerine vergi için
muhasebenin kullanılması toplumsal olarak mali okuryazarlık konusundaki
farkındalığımızın zayıf olmasına neden olan faktörlerin başında gelmektedir.
Ülke olarak büyük hedeflerimiz bulunmaktadır.
İş insanlarımız, girişimcilerimiz dünya pazarlarında yeni fırsat arayışlarını
sürdürürken, yabancı yatırımcılarda ülkemizde iş ve yatırım fırsatlarını
değerlendirmeye çalışıyorlar. Sürdürülebilir ekonomik büyüme ve küresel rekabet
gücü ekonomik ve kurumsal var olmanın kritik ön koşulları olarak görülmektedir.
Ülke olarak hedeflerimiz için iş ve ekonomi
hayatımızın aktörleri şirketlerimizin kurumsal yönetim kalitesini sağlamanın,
güvence altına almanın yolu mali yönetim kalitesinden geçmektedir. Ekonomimizin
istikrarı, dünya pazarlarında Türkiye’nin rekabet gücünü sağlamlaştırmak için ülkemizde
şeffaflık ve kurumsal yönetimin temel adımlarını atmalıyız. Bunun için toplumun
mali okuryazarlık konusunda farkındalığını geliştirmeliyiz.
Toplumların gelişiminde okuryazarlığın rolü
tartışmasız kabul gören bir gerçektir. Refah toplumu olmanın, dünyanın gelişmiş
ekonomilerinden biri olmanın kurallarından biri de mali okuryazarlıkta gelişmiş
bir ülke olmaktır. Ülkemizin mali okuryazarlık kalitesini geliştirmek için tüm
kurumlarımıza önemli sorumluluklar düşmektedir. Toplum olarak bireylerin mali
okuryazarlık farkındalıklarını ve mali bilgilere erişim kolaylıklarını
sağlayabilmek için piyasa düzenleyici kurumlar, iş dünyamız, iş, sektör ve
meslek kuruluşları, üniversitelerimiz ile birlikte “mali okuryazarlık seferberliği” başlatmalıyız.
Ali
Kamil UZUN, CPA, CFE, MA, CRMA
Türkiye
İç Denetim Enstitüsü Kurucu Başkanı
Yorumlar