GELECEĞE VERİLEN SÖZ: TİDE 24 YAŞINDA…
“Paylaşarak Büyümek Katılımla İlerlemek” mottosuyla
başlattığımız, sivil mesleki örgütlenmemiz olan Türkiye İç Denetim Enstitümüz,
bugün 24 yılı geride bırakıyor.
Mesleğin 4 profesyoneli ile 14 Aralık 1994 tarihinde atılan
ilk adım, 19 Eylül 1995 tarihinde gerçekleşen bir doğumun tohumların atıldığı
gün olarak kurumsal tarihimizde yer alıyor.
14 Aralık 1994 tarihinden 19 Eylül 1995’e uzanan süreyi
hesapladığınızda günü gününe tam bir doğum süresi çıkıyor karşınıza…
Meslek ailemizin kurumsal kimliği TİDE için ilk adımın
atıldığı 14 Aralık gününü bir doğumun müjdelendiği gün, kuruluşumuzun
gerçekleştiği 19 Eylül’ü de doğum günümüz olarak kabul edebiliriz...
Çeyrek asra yaklaşan bağımsız ve özerk meslek örgütlenmemizin
yeni yaşı kutlu olsun.
Daha nice nice yıllara…
O günün bir diğer anlamı ise geleceğe dair verilen bir söz,
taahhüt vardı...
Birlikte yola çıktığımız meslektaşlarıma atılan bu ilk adımı,
geleceğe taşımanın, nesilden nesile devamını sağlamanın sözünü vermiştim. Bu
sözü verirken 4 kişinin girişimi ile başlayan sürecin 47 kişiye ulaşan bir
kurucu aile topluluğuna dönüşmesinin verdiği güven vardı. Bugün ise nesilden
nesile devamının sağlanacağına dair inancımı güçlendiren meslek ailemiz var...
TİDE olarak, hem mesleğimizin hem meslektaşlarımızın hatta
üniversite sıralarında öğrenimleri devam eden genç meslektaşlarımızın
gelişimine katkı sunmak amacıyla pek çok faaliyet gerçekleştirdik. Bir vizyon
yaratarak ortaya koyduğumuz faaliyetlerin hepsi, bir başarı öyküsü olarak
dilden dile anlatılmaya başlandı. IIA nezdinde üst üste altı yıldır Farkındalık
Özel Ödülü’ne sahip olan tek ülkeyiz.
Başarılarımız uluslararası arenada olduğu kadar ulusal alanda
da takdir görüyor. En Yüksek Kurumsal
Yönetim Derecelendirme Notuna sahip üç Sivil Toplum Kuruluşundan biri seçildik.
Her yıl düzenlediğimiz ve iki gün süren uluslararası kongremizin başarısı,
kurumlar ve yöneticiler nezdinde büyük alkış alıyor. Mesleğimizi emanet edeceğimiz
gençler ve onları yetiştiren akademisyenler için düzenlediğimiz Akademik Forum
ve Gelecek Zirvesi ile hem mesleğin akademik gelişimine hem de geleceğin
meslektaşlarının geleceğin donanımıyla yetişmelerine katkı sunuyoruz.
Kısaca paylaşarak büyümeyi ve gönüllü emekle, özveriyle
ilerlemeyi şiar edinen bir mesleki sivil toplum örgütlenmesinin en güzel
örneğini verdik, vermeye de devam ediyoruz ve edeceğiz de…
Birlikte gönül verdiğimiz, hep birlikte var ettiğimiz
TİDE’nin güç kaynağı olan bu gönül zenginliğini harekete geçiren ise, içten yanmalı insanlardan oluşan meslek
insanları topluluğu olmamız.
İçten yanmalı insan olmak, tutku, çoşku, inanç, azim,
kararlılık ve sevgiden oluşan bir motivasyon halidir. Güç veren, güçlendiren
liderliktir.
Bu noktada, ünlü düşünür, gönül insanı Mevlana’nın ifade
ettiği gibi “Her konuda seni sen yapan iki şey; yokken sabrın, varken
tavrındır.” sözleri kurumsal geleceğimiz için düstur olmalıdır. Meslekte
paylaşarak büyümenin, katılımla ilerlemenin yoktan sabırla var edilme öyküsü
olan Enstitümüzün bugünkü varlığını geleceğe taşımak, bu süreçte rol alacak
olanların tavrına bağlı olup, önemli bir sorumluluk gerektirmektedir.
Dün, bugünler hayaldi. Bu hayali gerçek yapanlar bugün belki
de kendileri için var olmayacak bir gelecek için hayal kurmaya, ilham vermeye
devam ediyorlarsa; TİDE olarak kurum olmayı başarmanın yanısıra meslek
ailemizin sürdürülebilirliği için güçlü bir teminatımız var demektir.
TİDE ve meslek ailemizin geleceği için bayrağı bugün
devralmış olanlarla, gelecekte devralacak olanların kurucu irade, kurumsal
belleğimizin değerlerini ve birikimlerini bilmeleri ve anlamaları değerbilir
olma ve geleceğimize sahiplenme sorumluluğudur.
Bir aile, bir takım olmanın, aynı ruhu taşımanın sorumluluğu
gereği hep birlikte önde, göz önünde geleceğe koşuyoruz. TİDE’nin hep önde
olması için varlığımız armağan olsun diyoruz.
Çünkü, isminde Türkiye olan bir kurumun üyeleriyiz.
Yüreğimizde memleket sevgisi, gönlümüzde meslek sevdası
var.
Birbirinden farklı kurumların temsilcileriyiz, bu kurumlar da
bugün var, yarın olmayacağız, ama TİDE ve mesleğimiz hayatımızda hep varolacak.
Bu nedenle her zaman birbirimize ihtiyacımız olacak, hep birlikte olacağız.
Hayat sevgisiz, sevgi sevgilisiz olmaz. Mesleğimiz ve TİDE
bir sevgili olarak hayatımızda olacak.
İstiklal marşı şairimiz Mehmet Akif’in “Hadi gel yıkalım
Süleymaniye’yi desek iki kazma, iki ırgat gerek. Ancak hadi gel yapalım şunu
geri desek bir Sinan, bir de Süleyman gerek.” dizeleri de meslek ailemizin
ortak aklının zekatı ile inşa edilmiş Enstitümüze hep birlikte sahiplenme
sorumluluğumuzu gösteren bir başka farkındalık ifadesi olmaktadır.
Kurumsal belleğimizin gücü ile sağlam bir gelecek inşa etmek;
Mevlana’nın sözleri, Mehmet Akif’in ve Yunus Emre’nin dizelerinde ifade bulan
farkındalık ile mümkün olacaktır.
Bu farkındalığın teminatı meslek ailemizdir.
Enstitüye gönül veren bizler, hepimiz gururluyuz. Emek veren,
gönüllü katkı ve katılımıyla birlikte olan hayalini, umudunu katan tüm
meslektaşlarıma bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.
Geleceğe Dair
Hayallerimiz Bitmedi…
İlk çeyrek kurumsal asrımızı geride bırakırken, Enstitümüze
ve mesleğimizin geleceğine dair hayallerimiz bitmedi. Gelecek çeyrek asrın
vizyonunu, içinde bulunduğumuz yüzyılın gerçekleri şekillendirecek.
Nedir bu yüzyılın gerçekleri?
Tabi ki, kadınlar ve gençler…
21. yüzyıl yeni nesil kuşaklar ve kadın yüzyılı olacak.
Gelecek çeyrek asrın vizyonunu, bu doğrultuda, bugünden kurmamız gerekecek.
Sürdürülebilir bir başarı sürdürülebilir bir gelecek için bu şart.
Mustafa Kemal Atatürk, kadın-erkek eşitliğinin çağdaş
uygarlığı yakalamakta en önemli etken olacağına inandı. Mesajını, 1923 yılında,
“Daha endişesiz ve korkusuzca, daha dürüst olarak yürüyeceğimiz bir yol
vardır... Büyük Türk kadınını, çalışmamızda ortak yapmak, hayatımızı onunla
birlikte yürütmek, Türk kadınını ilmi, ahlaki, sosyal, ekonomik hayatta erkeğin
ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve koruyucusu yapmak yoludur” diyerek verdi.
Bizler günlük hayatımızda olduğu kadar iş hayatımızda da
kadınlarla omuz omuza, yan yana durmasını bildik. Mesleğimiz erkek mesleği
olarak biliniyordu. Bir kadın denetçinin elinde çantası Anadolu’da ya da daha
ücra bir yerde denetime çıkması alışık olunan bir durum değildi. Mesleki
örgütlenmemizin bu algıyı da yıktığını çok açık ifade edebilirim. Mesleki
örgütlenmemizle birlikte kadınların meslekteki varlığı da performansı da
artmaya başladı.
Bizler inanıyoruz ki, ekonomide ve sosyal yaşamda
sürdürülebilir kalkınmanın sağlanabilmesi kadınlarla mümkün olacak. 24 yılı
geride bırakırken, meslek
insanı, “mesleki kamil” olmanın ifadesi olan meslekte cinsiyet eşitliği konusunu
da bir misyon olarak üstlenmek durumunda olduğumuzdur.
Gelecek ikinci çeyrek asır için meslek mensupları olarak sorumlu
olduğumuz husus; faaliyet gösterdiğimiz kurum ve kuruluşlarda bu misyon için
liderlik yapmak, TİDE adına önemli gördüğüm husus ise; meslekte kadın gerçeğini
yönetimde kadın gerçeğine taşımak olmalıdır. TİDE’nin kurumsal geleceğine,
yönetilmesine daha fazla kadın eli değmelidir.
Yeni yüzyılın bir
diğer gerçeği de yeni nesil gençler…
Teknolojinin tam göbeğine doğan yeni nesil, tüm iş yapış
şekillerini değiştirdi. Kurumlar mesleğin paradigmalarını gençlerle
değiştirmeye başladı. İş dünyası yeni neslin talep ve beklentilerine göre
şekillenirken, mesleğimizi emanet edeceğimiz gençlerin de Enstitümüzde daha
fazla yer alarak, geleceğimiz adına daha fazla söz söylemeleri gerektiğine
inanıyorum.
Mesleğimizde “üstatlık” algısı da değişiyor. Etrafımızda
donanımlı, teknolojiye meraklı ve iyi takip eden bir genç nesil varken, bu
süreci, işin ehli olan meslektaşlarımız daha iyi yönetebilmeli. Tersine
mentorluk ile gençlerin üstatlarına mentorluk yapmaları sağlanmalı. Yeni
teknolojiler, sosyal medya, internet vs. konularında günü yakalamayı sağlamalı,
verimliliği artırmanın ve bir değer ortaya koymanın yollarını birlikte
bulmalıyız.
Gençlerimiz, yönetim kurullarımızda, çalışma komitelerimizde
daha fazla yer alarak, daha çok söz söylemeli. Yeni nesil aklı, vizyonumuza
yansıtabilmeliyiz. Bu da gençleri yönlendirerek, birlikte çalışabilmenin
ortamlarını yaratmaktan geçiyor.
Yeni nesilden ve onların aklından çok umutluyum. Yeni
yüzyılın gereklerine cevap verecek, buna uygun hedef koyacak gençler olacaktır.
Bu dilek ve temennilerimle, Enstitümüzün yeni yaşını
kutluyor, daha nice yıllar diliyorum.
Ali Kamil UZUN
Türkiye İç Denetim Enstitüsü Kurucu Başkanı
İstanbul, 19.09.2019
Yorumlar