MESLEK, MESLEK İNSANI VE SEVGİ
Türk Dil Kurumu’nun güncel Türkçe sözlüğünde meslek; belli bir eğitim ile kazanılan sistemli bilgi ve becerilere dayalı, insanlara yararlı mal üretmek, hizmet vermek ve karşılığında para kazanmak için yapılan, kuralları belirlenmiş iş olarak tanımlanmaktadır. Tanımına bakıldığında bir uğraşın, bir faaliyetin, bir meslek olarak kabul görmesi; diploma, lisans, ruhsat, sertifika gibi bir ehliyet ile uygulama standartları ve etik kurallarının bulunmasını gerektirmektedir. Ehliyetin belgelenmesi ve kuralların belirlenmesi ise; eğitim, gelişim ve uyum disiplinin sağlanması için organize olma ihtiyacını doğurmaktadır. Tanımı esas alarak yaptığımız bu tespitler, bir işi meslek yapan üç boyut bulunduğunu göstermektedir. Belge, uygulama standartları ve etik kuralları ile mesleki örgütünün bulunması bir işe mesleki değer kazandırmaktadır. Bu tespitimizi somut olarak açıklamak gerekirse; işim olan iç denetim, uluslararası iç denetçi sertifikası, uluslararası uygulama standartları, etik kuralları ve uluslararası ve ulusal mesleki örgütleri ile meslek olarak kabul görmüştür. Söz konusu üç boyutun birlikte varlığı, bir işe mesleki değer kazandırmaktadır. Mesleğin küresel ve ulusal düzeyde yaygın kabul görmesi, geleceğinin yönetilmesi ise meslek örgütünün işlevselliğini gerektirmektedir.
Meslek örgütünün işlevselliği, meslek örgütü olmanın koşulları nelerdir?
Meslek örgütleri; mesleğin anlaşılması, meslektaşların tanınması, takdir
edilmesi, gelecekte de ifade bulması ve saygı görmesi için çalışmalar
yapmalıdır. Bu amaçla, vizyon, misyon ve stratejileri ile mesleğin geleceğini
tasarlamalı böylece meslekte mükemmelliğin merkezi olmalıdırlar. Bu
beklentilerin karşılanması meslek örgütünün işlevselliğini gösterir.
Meslekte mükemmelliğin merkezi olmanın kuralları nelerdir?
Meslek örgütleri, mesleğinin erbabı olan diğer bir ifadeyle işinin uzmanı,
ustası, üstadı sayılan deneyimi ve dinamizmi olan, etik ilkelere bağlı meslek insanları
ile yönetilmelidir. Çünkü, ilkeleri ve değerleri, özverili ve gönüllü
adanmışlığı, yetkinlikleri ve vizyonu, değer yaratan hizmetleri ve
yetiştirdikleri ile her meslek insan kendi alanında örnek gösterilen, izlenen
bir liderdir.
Meslek örgütü olmanın kurumsal yönetim ilkeleri nelerdir?
Meslek örgütleri hukuki bir çerçevesi ve ekonomik yapısı olan kar amaçsız
örgütler olup yarattığı katma değeri tekrar mesleğin ve meslektaşların
gelişimine harcayan bu anlamda sosyal fayda yaratan kurumlardır. Meslek
örgütünün yönetim organları, zamanını, bilgi ve deneyim birikimlerini,
becerilerini özverili ve gönüllü adanmışlıkla paylaşacak, değer yaratacak
meslek insanlarından oluşmalıdır. Meslek örgütüne liderlik edecek olanlar,
kişisel çıkar gözetmeksizin, karşılıksız hizmet vermeyi ilke edinmiş,
katkılarını “aklının zekatını vermek” olarak düşünenler olmalıdır. Meslek
örgütünün kurumsal sürdürülebilirliğinin güvencesi olan şeffaf ve hesap
verilebilir kurumsal yapı, hukukun ve mesleğin gereklerinin yerine
getirilmesine azami dikkat ve özen gösteren, kuraldışı eylemlere bilerek ve
isteyerek taraf olmayan bir yönetim anlayışı bulunmalıdır.
Meslek örgütünün yönetim organlarında hizmet, süreli olmalı, yönetici insan
kaynağı yenilenmelidir. Yönetim organları oluşturulurken çıkar çatışmalarına
fırsat verilmemelidir. Örgütsel kaynaklar mesleki çıkarlar gözetilerek
kullanılmalıdır.
Mesleki örgütlenme, katılımcı, sorgulayan, irdeleyen, çok sesli, farklılıkların
birlikteliğinden sinerji yaratan, bağımsız davranabilen bireylerden
oluşmalıdır. Örgütlenmenin sinerjisi meslek için kullanılmalıdır.
Kişi ve kliklere bağımlı olmadan, yöneticiliğin bir meslek haline dönüşmediği,
hizmet bayrağının el değiştirdiği, katılımcı, meslek için hizmetin esas
alındığı bir yönetim anlayışına, yaklaşımına sahip olmak “meslek örgütü”
olmaktır.
Yukarıda açıkladığımız ilkelerde “meslek örgütü” olmak; birbirinden farklı
kurumların temsilcileri olan meslek insanlarını buluşturarak “Biz bilinci”ni
oluşturmaktır. Birlikte paylaşım ve katılım arzusunu hareket geçirmektir.
“Vizyon gücü” nün ifade edilmesidir. Farklılıkların zenginliğini, birlikteliğin
sinerjisi ile örgütsel güce dönüştüren “Eylem gücü” dür. Mesleğin kurumsal
kimliğinin ifadesi olan “meslek örgütü” meslek ile ilgili toplumsal
farkındalığın “Yaratıcı gücü” dür.
Meslek örgütü olmanın ifade edilen bu gücü; ilkeleri ve değerleri, özverili ve
gönüllü adanmışlığı, yetkinlikleri ve vizyonu, değer yaratan hizmetleri ve
yetiştirdikleri ile her biri kendi alanında örnek gösterilen, izlenen bir lider
olarak kabul ettiğimiz meslek insanlarının varlığı ile işlevsellik kazanabilir.
Meslek insanları, meslek örgütlerinin güç kaynağı olan kurumsal değerleridir.
Entelektüel sermayesidir. Örgütsel kültürün dinamikleridir. Meslek insanları bu özellikleri ile sıra dışı, farklı, risk
alan kişiler olarak değerlendirilir.
Dürüst ve şeffaf bir toplumun, demokratik ve kalkınmış bir ülkenin saygın
yurttaşları olmak için meslek insanlarının birer değer olarak farkında
olmalıyız. Bu farkındalığın olmadığı toplulukların bir değer olarak varlığı söz
konusu olmaz. Bu nedenle toplumumuzda meslek insanlığına olan duyarlılığın ve
farkındalığın yaratılması bir yurttaşlık sorumluluğu olarak görülmelidir.
Yazımızın bu son bölümüne kadar yapılan değerlendirmelerimiz, meslek örgütü
olmak, meslek insanı olmak deyimlerinin; denetim mesleği, soruşturma ve
inceleme uzmanlığı için farklı bir anlamı olduğunu göstermektedir. Söz konusu
meslek ve uzmanlık grupları, başkalarının iş ve uğraşlarını, faaliyetlerini
değerlendiren, sorgulayan işlevlerinden ötürü örnek olmalı, ilke ve kurallara,
değerlere özen göstermeli, önem vermelidirler. Aksi iğneyi kendine batırmadan
çuvaldızı başkasına batırmak olur ki, bu durum meslek insanına yakışmaz, böyle
birileri var ise onlarda mesleğe yakışmazlar.
Bir ömür boyu yaşam biçiminiz olacak bu ilke ve değerler ile yaşamak kendini
gönülden mesleğe adamak ile mümkündür. Böylesi bir ömre bedel adanmışlık ise
gönlünde meslek sevgisi ile olur.
Gönlünüzde meslek sevgisinin hiç bitmemesi dileğiyle...
Ali Kamil UZUN
Türkiye İç Denetim Enstitüsü Kurucu ve
Onursal Başkanı
Yorumlar