Sevgisiz Liderlik Olmaz

Zaman geri alınmaz bir şekilde uçup gidiyor. Ünlü bir düşünürün "Silgi kullanmadan resim çizme sanatı" olarak tanımladığı yaşam, soluk aldığımız her saniyesini özenle tüketmemiz gereken bir değer olarak bizi içine alıyor.

Geride bırakılan, yaşanılan zaman diliminde duygularımız, düşüncelerimiz ve eylemlerimiz filim karelerindeki enstantaneler gibi sabitleşiyor. Çekilen bir filmi yeniden çekme imkanınız bulunduğu halde baş rol oyuncusu olduğunuz yaşam filminiz de böyle bir şansınız yok. Ancak filmin geri kalan bölümünde rolünüzü farklılaştırma fırsatlarına sahip olabilirsiniz.

Değer yaratan bir yaşam liderliğinden söz ediyoruz.

Değer yaratan bir yaşam felsefesi ile ait olduğunuz toplumun, ülkeniz ve tüm insanlığın refah ve mutluluğu için çalışmak yaşamın anlam ve değerini ifade eder.

Hızla akıp giden zaman içinde yaşamın her saniyesini değerlendirmeliyiz.

Değer yaratan yaşam, liderliğin ifadesidir. Liderliğin güç ve enerji kaynağı nedir?

Yazımıza konu olan sorunun yanıtını kendi yaşam öykümün bir kesiti içinden sunacağım.

6 Ekim 2004 tarihinde kaybettiğim sevgili annemin profesyonel meslek yaşamımda bana her zaman düstur olan özü sevgi dolu sözlerini, öğütlerini sizlerle paylaşmak istiyorum.

"Benim seni sevdiğim kadar sen de işini ve eşini sev"
"Benim seninle gurur duyduğum kadar sen de mesleğinle, yaptığın işle gurur duy"
"Benim senin anan olduğum gibi sen de işinde ana ol, insan yetiştir, işine ve mesleğine karşı verici ol"
"Önce işini yap, sonra para kazanmayı düşün"
"Kendini öyle yetiştir ki herkese örnek ol"

Annemin vefatı, konferans başkanı olduğum Avrupa İç Denetim Konferansının arifesine denk gelmişti. 7 ve 8 Ekim 2004 tarihlerinde Avrupa İç Denetim Konferansı, 9 Ekim 2004 tarihinde ise Avrupa İç Denetim Enstitüleri Konfederasyonunun genel kurul toplantısı İstanbul’da yapılıyordu. Türkiye olarak ev sahibi olduğumuz mesleğimizin bu önemli uluslararası etkinliğine uzun süredir hazırlanıyorduk. Meslektaşlarımızın Avrupalı meslektaşları ile buluşmaya hazırlandığı etkinlik, ülkemizin Avrupa Birliği üyeliği için önemli bir kilometre taşı olan müzakere sürecinin başlatılma kararının alınacağı 17 Aralık 2004 tarihine çok yakın bir tarihte gerçekleşiyordu. Böyle bir dönemde gerçekleşecek olan denetim profesyonellerinin uluslararası mesleki etkinliği ülkemizin kurumsal yönetim ve denetim kalitesinin Avrupa platformunda ifade bulması, Avrupalı konuklarımızın ülkemizi ve insanımızı yakından tanıması için fırsat oluşturuyordu.

Konferans Başkanı ve Avrupa İç Denetim Enstitüleri Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesi olarak, konferans ve genel kurul toplantısının yapılacağı otelde 6 Ekim 2004 tarihinde düzenlenen hoş geldin resepsiyonunda konuklarımızla buluşmaya hazırlanırken uzun süredir rahatsız olan ve tedavi gören sevgili annem vefat etti. Dünyanın dört kıtasından İstanbul’a gelen meslektaşlarımız IIA ve ECIIA Başkanları, yönetim kurulu üyeleri, Konfederasyon üyesi enstitü başkanları, konferans konuşmacıları konuklarımızla o gün birlikte olamadım. Ancak ertesi gün konferansın açılışı yapılacaktı ve benim konferans başkanı olarak hazır bulunmam gerekiyordu. Hayatımın bu zor gecesinde yazımın ilk bölümünde sizlerle paylaştığım annemin sözleri, öğütleri nasıl davranmam gerektiğine karar vermemde bana yol gösterici oldu. Sevgili annemin işime, eşime, mesleğime, meslektaşlarıma, çalışma arkadaşlarıma, kendime karşı duruşuma, sevgisi ile örnek olan sözlerinden aldığım güçle ertesi gün konferansın açılış konuşmasını yaptım. Konferansın kapanış seremonisine ise annemi toprağa verişimizin hemen ardından katıldım. Ülkemiz ve mesleğimiz adına gurur duyacağımız bir organizasyonu gerçekleştirmiştik. Dört kıtadan 33 ülkeden gelen meslektaşlarımızın beğeni ve övgüsünü kazanan bir başarı elde etmiştik. Uzun bir hazırlık dönemi, özverili ve gönüllü bir emeğin sonucu arzu edildiği gibi olmuştu. Kaderin cilvesi ile başarının mutluluğu, keder ve elemle birlikte yaşanmıştı. Bu zor süreç meslek sevgisinin verdiği güçle aşılmıştı.

Annemin sağlığında verdiği öğütleri vefatı ile birlikte yaşanılan süreçte benim için yaşamın sevgi, sevginin yaşam olduğunu bir kere daha deneyimleme fırsatı olmuştur. Bu deneyim, sevginin liderliğin güç ve enerji kaynağı olduğunu göstermiştir.

Bir annenin evladına sevgisini ortaya koyarak yaşam boyu temel değerleri için yol göstermesi gerçek bir liderliktir. Değer yaratan yaşam liderliğidir. Liderlik sevgi ile güç ve somut ifade bulmaktadır. Karşılıksız, çıkarsız, emek, özveri, sabır ve paylaşmak olan sevgi, aynı zamanda kucak açmak, şefkat göstermek ve göğüs germektir. Hayat vermektir. Bu özellikleri ile sevgi benzeri olmayan bir güç ve enerjidir.

Mesleki faaliyetimiz sırasında işimizi ve insanları yönetiyoruz. İşimizi ve insanları yönetirken de meslek sevgisinden güç ve enerji alan liderlik değer yaratır.

Sevgisiz liderlik olmaz.

Yaşam, hepimiz için öncelikle sağlık ve sevgi dolu, sevdiklerimizle daha mutlu, işimizde daha başarılı, ürettiklerimizle gurur duyduğumuz ve herkese örnek olduğumuz bereketli bir ömür olsun!...

Yaşama "Sevgi ve Bilginin Paylaşılmasında Örnek Olmak" sözcüğü ile merhaba diyorum.


Ali Kamil UZUN, CPA, CFE )
Türkiye İç Denetim Enstitüsü Kurucu Başkanı
alikamil.uzun@gmail.com

Yorumlar

Ahmet Ünver dedi ki…
Eşsiz bir bilgeydi. Mekanı cennet, ruhu şad olsun.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Baba sözü…

Hoş geldin yeni yaşım!..

SAWYER'S İç Denetçiler için Rehber Kitabının Türkçe Çevirisi Üzerine...