Cumhuriyet Vizyonuyla Muasır Medeniyet Ötesi Toplum Olmak
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 10. yıl nutkunda, çağının
gerisinde kalan Osmanlı Devleti sonrası köylü toplum üzerine kurulan Türkiye
Cumhuriyetini, dünyanın en mâmur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkarmak,
en geniş refah vasıta ve kaynaklarına sahip kılmak için az zamanda yapılan çok
ve büyük işlere rağmen çok daha büyük işler yapılması mecburiyetinde ve azminde
olduğumuzu ifade ediyor, Millî kültürümüzün muasır medeniyet seviyesinin üstüne
çıkarılmasını hedef gösteriyordu.
Anadolu topraklarında odağında İNSAN olan toplumsal bir
değişim ve dönüşüm öngörülüyor, çağın toplumu ve devleti olmak için cumhuriyet
insanı yetiştirmek gerekiyordu.
Bu amaçla, Türkiye İktisat Kongresinin toplandığını, demir ağlarla
dört baştan anayurdun örülmesi, her fabrika bir kaledir sözü ile sanayileşme ve
planlı ekonomi, denk bütçe çalışmaları yapıldığını, köy enstitülerinin kurulduğunu
görüyoruz.
Söz konusu ekonomik alanlarda yapılanlarla birlikte siyasal, toplumsal,
hukuksal ve kültürel alanlar içinde yapılan devrimler ile çağdaşlaşma yolunda
önemli adımlar atıldığını görüyoruz.
Atatürk’ün 10. yıl nutkunda yer alan ifadelerinden de
anlaşılacağı üzere, Cumhuriyetimizin kurucu lideri, geçmiş asırların gevşetici
zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmesini,
yürümekte olduğumuz terakki ve medeniyet yolunda, elimizde ve kafamızda tuttuğumuz
meşalenin müspet ilim olması gerektiğini, milletimizin yüksek karakterini,
yorulmaz çalışkanlığını, fıtrî zekâsını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara
sevgisini, millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve
tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmenin millî ülkümüz olduğunu işaret
etmektedir.
Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımız bu dönemde, kurucu
liderimizin işaret ettiği hedeflere ulaşılmasında yapılan çok ve büyük işlere
rağmen çok daha büyük işler yapılması mecburiyetinde olduğumuz görülüyor.
Bu sebeple, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken milli
kültürümüzü muasır medeniyet seviyesi üzerine çıkarabilmek için Atatürk’ün
işaret ettiği yetkinliklerde yarının insanı olacak cumhuriyet insanına
ihtiyacımız bulunuyor.
Küreselleşme ve bilgi toplumu olmanın etkisiyle artık bireysel
ve kurumsal hayat fiziki imkân ve mekânlarla sınırlı değil.
Bugün, plazalar ve kampüsler olmadan iş ve eğitimi
sürdürüyoruz.
Teknolojik ve bilimsel gelişmelerin izlenmesi, geleceğin
şekillenmesinde etkin olacak bireyler yetiştirilmesi ve yaşam boyu öğrenmeye
odaklanılarak tüm toplumu eğitim sürecine dâhil edilmesinin stratejik bir
öncelik olması gerektiğini düşünüyoruz.
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını karşıladığımız, yüzüncü
yılını kutladığımız bir dönemde; cumhuriyet yüzyıllarını sonsuz kılmak, çağdaş
uygarlığın ötesi ileri bir toplum olmak için Mustafa Kemal’in gösterdiği
hedefleri düşünelim.
Gerçekler önümüzde geleceği hissedelim, kendimizi fark
edelim.
Gelecek; bugün bir kıvılcım, yarın gür alev olacak bir nesil
istiyor.
Her birimizin yaşanan, yaşanmakta olanlara ve geleceğe karşı
rol ve sorumluluğumuz bulunuyor.
Geçen yüzyılın doğanları ile bu yüzyılın doğanları
birbirinden farklı kuşaklar geleceğe ortak olmak için yarının insanı olmanın
birlikte sorumluluğunu taşıyoruz.
Cumhuriyetimizin
kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kültürümüzü muasır medeniyet
düzeyinin üzerine çıkarma yönündeki kararlı çağrısı, hepimize yol gösteren bir
pusuladır. Bu pusula ile, değişimin sürekli ve zorlukların dinamik olduğu bir
dünyada, henüz keşfedilmemiş bir yolda tereddütsüz bir cesaretle ilerliyoruz.
Muasır
Medeniyet, varılacak son bir nokta değil; aklı, bilimi, sanatı ve başarıyı
yüceltmek hedefiyle çıkılmış sürekli bir yolculuktur. Cumhuriyet, daha iyi bir
gelecek hayal etmeye cüret eden cesaretli insanlar sayesinde kuruldu. Biz bu
ruhu benimseyerek, cesur kararlar almak, zorluklarla yüzleşmek ve yeni yollar
açmak için çalışıyoruz.
Sürekli
gelişim yolculuğu devam ederken, cumhuriyetin cesareti ve çevik yönetim
anlayışının, inşa etmeyi hedeflediğimiz muasır medeniyeti aktif olarak
şekillendiren dinamik bir güç olduğunu düşünüyoruz.
Muasır
medeniyetin bir varış noktasından daha fazlası olduğu bu heyecan verici
yolculukta bir araya gelerek, cesaret ve çevikliğin sinerjisi ile güzel ve iyi
geleceği tasarlayabileceğimize inanıyoruz.
Cumhuriyetimizin gelecek yüzyıllarının inşa edilmesinde söz
sahibi olmak için gençliğimizle, hayallerimizle, heyecanımız ve yüksek
enerjimizle Türkiye için değer, geleceğe güvence olmanın sorumluluğu ile asla vazgeçmeyeceğimiz
değerlerimizle bize emanet edilen cumhuriyetimizi ilelebet payidar kılmak için
çalışacak, birlikte değer üreteceğiz.
Atalarımızın bizlere armağanı olan bugünümüz ve yarınımızın
teminatı Cumhuriyetimizin 100. Yılı kutlu olsun!
Yolumuz açık, geleceğimiz kutlu olsun!
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!
Ali Kamil UZUN
Türkiye İç Denetim Enstitüsü Kurucu ve Onursal Başkanı
Yorumlar