Uluslararası XXVII. Türkiye İç Denetim Kongresi - Açılış Konuşması
Bir Cumhuriyet hikâyesi olan Türkiye İç Denetim Enstitüsü’nün büyük aile buluşmasında birlikteyiz.
Mesleğin 4 profesyonelinin girişimi ile 14 Aralık 1994
tarihinde İstanbul’da başlayan hikâyemiz, 19 Eylül 1995 tarihinde 47 kurucu üye
ile ortak bir hayalin ifadesi olarak kurumsal kimlik kazanıyor, 2 Ekim 1995
tarihinde düzenlenen ilk uluslararası iç denetim sempozyumu ile küresel ve
ulusal meslek ailemizi kucaklıyor, 1 Mayıs 1997 tarihinde ilk Türkiye İç
Denetim Kongresi’nin gerçekleştirilmesiyle bugünlere uzanan, hayalleri olan,
heyecan ve coşkularını, cesur ve özverili emeklerini, gönül sermayelerini katan
kahramanların adanmışlık destanı olarak karşımızda duruyor.
Bir cumhuriyet kurumu ve değeri olan Enstitümüz, meslek ailemizin
cumhuriyetidir.
Birlikte var ettiğimiz bu değer, nesilden nesile sizlerle var
olacaktır!
Cumhuriyetimizin
Kıymetli Evlatları,
Sizleri
sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Hoş
geldiniz!
Çok özel bir
ayda, Cumhuriyet ayında birlikteyiz.
Kutlu olsun!
Geçen hafta, “Düşlediğin Gelecek Değerlerinden Gelecek”
temasıyla düzenlediğimiz Gelecek Zirvesi 2023 için Ankara’da bilim, iş ve
meslek insanları, üniversite öğrencisi gençlerimizle buluştuk.
Bu hafta, “Muasır Medeniyet: Cumhuriyetin cesareti ve iç
denetimin çevikliği ile gelecek” temasıyla düzenlenen Uluslararası 27. Türkiye
İç Denetim Kongresinde birlikteyiz.
Geçen hafta Ankara’da gerçekleştirilen Gelecek Zirvesi 2023
etkinliklerimiz, Anıtkabir ve Kurtuluş
Savaşı Müzesi ziyaretlerimiz ile başladı.
Muzaffer ve devrimci lider, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi
Mustafa Kemal Atatürk’ü kabrinde sevgi, saygı, şükran ve minnetle andık.
Milli mücadelenin yönetildiği, milli egemenlik düşüncesinin
gerçekleştirildiği, cumhuriyetin ilan edildiği, ulusal bağımsızlığımızın anıtı
olan ilk meclis binası, Kurtuluş Savaşı Müzesini ziyaretimizde tarifi mümkün
olmayan duygular yaşadık.
Mondros Mütarekesi ile tarihten silinmek istenen bir milletin
yedi düvele karşı ilelebet varlığını haykırdığı, geleceğini inşa ettiği mekânın
içinde,
Muzaffer ve devrimci bir liderin milleti ve ordusuyla
kazandığı zaferlerin Cumhuriyet ile taçlandığı yerde,
Hayallerinden asla vazgeçmeyen inançlı, tutkulu yurtsever
insanların; gelecek için hayalleri olan herkese, bu hayalleri gerçekleştirmede ilham,
güven ve cesaret veren, yol gösteren öykülerinin bulunduğu tarihi kurumsal bir
değerin içinde,
Cumhuriyetimizi ilelebet payidar kılacak değerlerimizin
mevcut olduğu hafızanın bulunduğu yerde,
Milletimizin öz ve aziz varlığı olan Cumhuriyetimizin
evlatları olarak 100 yıl önce kutlu günün yaşandığı tarihi mekânda birlikte
olmanın gurur ve bahtiyarlığını yaşadık.
Ankara’nın Cumhuriyetin Başkenti oluşunun 100. yıldönümü
gününde ise (13 Ekim), Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler
Fakültesi ev sahipliğinde Gelecek Zirvesi’ni gerçekleştirdik.
“Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi” ziyaretimiz
ile tamamlanan Gelecek Zirvesi 2023 etkinliklerimizle; 2015 yılında
Çanakkale’de başlayan, 2017 Sakarya, 2019 Samsun ve 2021 yılı Afyon Kocatepe
ile devam eden Cumhuriyetimizin geleceği gençlerimizle sürdürdüğümüz zirve sürecimizi
Cumhuriyetimizin 100. yılında Ankara’da tamamladık.
Bugün, dün başlayan ve kesintisiz 27 yıldır sürdürdüğümüz
Türkiye İç Denetim Kongresi’nin ikinci gününde meslek ailemizin küresel ve
ulusal paydaşları olan bilim, iş ve meslek insanları, akademik, mesleki ve iş
dünyamızın kurumları ile birlikteyiz.
Dün olduğu gibi bugünde ilgi ve katılımın yüksek olduğunu
görmek memnuniyet verici.
Mesleki olarak geleceğimizi şekillendirdiğimiz bu platformun
organizasyonuna destek olan kişi ve kurumlara, birikimlerini paylaşarak değer
katan konuşmacılarımıza, ilgi ve katılımlarınızla geleceğe ortak olmak için
hayalleriniz, heyecanınız ve yüksek enerjinizle birlikte değer üretmek için bir
araya gelen siz yarının insanlarına teşekkür ediyorum.
Cumhuriyetimizin Kıymetli Evlatları,
Saygıdeğer Bilim, İş ve Meslek İnsanları, Sevgili Gençler,
Kongre temamızın ana başlığı olan “MUASIR MEDENİYET”, Kurtuluş
savaşına başladığımızın 15’inci yılında, cumhuriyetimizin 10’uncu yılının
kutlandığı yıldönümünde, 29 Ekim 1933’de Cumhuriyetimizin kurucu lideri Gazi
Mustafa Kemal Atatürk’ün 10. yıl nutkunda ifade ettiği “Millî kültürümüzü
muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız.” sözlerinden ilham alınarak
belirlendi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 10. yıl nutkunda, çağının
gerisinde kalan Osmanlı Devleti sonrası köylü toplum üzerine kurulan Türkiye
Cumhuriyetini, dünyanın en mâmur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkarmak,
en geniş refah vasıta ve kaynaklarına sahip kılmak için az zamanda yapılan çok
ve büyük işlere rağmen çok daha büyük işler yapılması mecburiyetinde ve azminde
olduğumuzu ifade ediyor, Millî kültürümüzün muasır medeniyet seviyesinin üstüne
çıkarılmasını hedef gösteriyordu.
Anadolu topraklarında odağında İNSAN olan toplumsal bir
değişim ve dönüşüm öngörülüyor, çağın toplumu ve devleti olmak için cumhuriyet
insanı yetiştirmek gerekiyordu.
Bu amaçla, Türkiye İktisat Kongresinin toplandığını, demir ağlarla
dört baştan anayurdun örülmesi, her fabrika bir kaledir sözü ile sanayileşme ve
planlı ekonomi, denk bütçe çalışmaları yapıldığını, köy enstitülerinin kurulduğunu
görüyoruz.
Söz konusu ekonomik alanlarda yapılanlarla birlikte siyasal, toplumsal,
hukuksal ve kültürel alanlar içinde yapılan devrimler ile çağdaşlaşma yolunda
önemli adımlar atıldığını görüyoruz.
Atatürk’ün 10. yıl nutkunda yer alan ifadelerinden de
anlaşılacağı üzere, Cumhuriyetimizin kurucu lideri, geçmiş asırların gevşetici
zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmesini,
yürümekte olduğumuz terakki ve medeniyet yolunda, elimizde ve kafamızda tuttuğumuz
meşalenin müspet ilim olması gerektiğini, milletimizin yüksek karakterini,
yorulmaz çalışkanlığını, fıtrî zekâsını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara
sevgisini, millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve
tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmenin millî ülkümüz olduğunu işaret
etmektedir.
Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımız bu dönemde, kurucu
liderimizin işaret ettiği hedeflere ulaşılmasında yapılan çok ve büyük işlere
rağmen çok daha büyük işler yapılması mecburiyetinde olduğumuz görülüyor.
Bu sebeple takvim olarak girdiğimiz 21. Yüzyılda,
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken milli kültürümüzü muasır medeniyet
seviyesi üzerine çıkarabilmek için Atatürk’ün işaret ettiği yetkinliklerde
yarının insanı olacak cumhuriyet insanına ihtiyacımız bulunuyor.
Küreselleşme ve bilgi toplumu olmanın etkisiyle artık bireysel
ve kurumsal hayat fiziki imkân ve mekânlarla sınırlı değil.
Bugün, plazalar ve kampüsler olmadan iş ve eğitimi
sürdürüyoruz.
Teknolojik ve bilimsel gelişmelerin izlenmesi, geleceğin
şekillenmesinde etkin olacak bireyler yetiştirilmesi ve yaşam boyu öğrenmeye
odaklanılarak tüm toplumu eğitim sürecine dâhil edilmesinin stratejik bir
öncelik olması gerektiğini düşünüyoruz.
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını karşıladığımız, yüzüncü
yılını kutladığımız bir dönemde; cumhuriyet yüzyıllarını sonsuz kılmak, çağdaş
uygarlığın ötesi ileri bir toplum olmak için Mustafa Kemal’in gösterdiği
hedefleri düşünelim.
Gerçekler önümüzde geleceği hissedelim, kendimizi fark
edelim.
Gelecek; bugün bir kıvılcım, yarın gür alev olacak bir nesil
istiyor.
Her birimizin yaşanan, yaşanmakta olanlara ve geleceğe karşı
rol ve sorumluluğumuz bulunuyor.
Geçen yüzyılın doğanları ile bu yüzyılın doğanları
birbirinden farklı kuşaklar geleceğe ortak olmak için yarının insanı olmanın
birlikte sorumluluğunu taşıyoruz.
Cumhuriyetimizin
kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kültürümüzü muasır medeniyet
düzeyinin üzerine çıkarma yönündeki kararlı çağrısı, hepimize yol gösteren bir
pusuladır. Bu pusula ile, değişimin sürekli ve zorlukların dinamik olduğu bir
dünyada, henüz keşfedilmemiş bir yolda tereddütsüz bir cesaretle ilerliyoruz.
Muasır
Medeniyet, varılacak son bir nokta değil; aklı, bilimi, sanatı ve başarıyı
yüceltmek hedefiyle çıkılmış sürekli bir yolculuktur. Cumhuriyet, daha iyi bir
gelecek hayal etmeye cüret eden cesaretli insanlar sayesinde kuruldu. Biz bu
ruhu benimseyerek, cesur kararlar almak, zorluklarla yüzleşmek ve yeni yollar
açmak için çalışıyoruz.
Sürekli
gelişim yolculuğu devam ederken iç denetimin çevikliği; kurumsal yönetim, risk
ve kontrolün git gide farklılaşan dünyasında bize rehberlik ediyor. İç denetimin,
inşa etmeyi hedeflediğimiz muasır medeniyeti aktif olarak şekillendiren dinamik
bir güç olduğunu düşünüyoruz.
Muasır
medeniyetin bir varış noktasından daha fazlası olduğu bu heyecan verici
yolculukta bir araya gelerek, cesaret ve çevikliğin sinerjisi ile güzel ve iyi
geleceği tasarlayabileceğimize inanıyoruz.
TİDE olarak Cumhuriyetimizin ilk yüzyılının son çeyreğine
yetiştik.
Bugün genç bir cumhuriyet kurumu olarak, Cumhuriyetimizin
gelecek yüzyıllarının inşa edilmesinde söz sahibi olmak için gençliğimizle,
hayallerimizle, heyecanımız ve yüksek enerjimizle Türkiye için değer, geleceğe
güvence olmanın sorumluluğu ile asla vazgeçmeyeceğimiz değerlerimizle bize
emanet edilen cumhuriyetimizi ilelebet payidar kılmak için çalışacak, birlikte
değer üreteceğiz.
Atalarımızın bizlere armağanı olan bugünümüz ve yarınımızın
teminatı Cumhuriyetimizin 100. Yılı kutlu olsun!
Umutsuzluğun hâkim olduğu koşullarda umut olan, Anadolu
topraklarında umudu yeşerten yarının insanı olan Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün,
vatan ve cumhuriyet uğruna hayatını adayan güzel insanların aziz hatıraları
önünde saygıyla eğiliyor, sevgi, saygı, şükran ve minnetle anıyorum.
Ruhları şad olsun!
Yolumuz açık, geleceğimiz kutlu olsun!
Yaşasın Türkiye İç Denetim Enstitüsü!
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!
Ali Kamil UZUN
Türkiye İç Denetim Enstitüsü Kurucu ve Onursal Başkanı
İstanbul, 19 Ekim 2023
Yorumlar